.

Öne Çıkan Yayın

Boya Fırçaları Çeşitleri ve Kullanımları

Bu konumuzda  fırça çeşitleri ve kullanımlarına yönelik küçük örnekler verdik.  Fırçaların kullanım şekillerini görmek için video...

Cuma, Temmuz 13, 2012

Naht Sanatı


Naht Sanatı





   Naht, günümüzün unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarından biridir.
Naht, ağacı kabartma şeklinde yontmak suretiyle şekil verme sanatıdır.
Ahşap işçiliği
Anadolu'da Selçuklu döneminde gelişip, zamanla kendine özgü bir niteliğe bürünmüştür.

    Selçuklu ve Beylikler dönemi ağaç eserler genellilkle mihrap, cami kapısı, dolap kapakları gibi mimari elemanlardan oluşan usta işi eserlerdir. Osmanlı dönemine
gelindiğinde sadeleşen eserler sehpa, kavukluk, yazı takımı, çekmece, sandık, kaşık,
taht, kayık, rahle, Kur'an muhafazası gibi gündelik  eşyalar olmakla beraber bu sanatın
pencere, dolap kapağı, kiriş, konsol, tavan göbeği, mihrap, minber ve sanduka gibi mimarî
yapıtlarda da uygulandığını görüyoruz.

    Ağaç işçiliğinde kullanılan malzemeler daha çok ceviz, elma, armut, sedir, abanoz ve
gül ağacıdır. Kakma, boyama, kündekâri, kabartma-oyma, kafes, kaplama, yakma gibi
tekniklerle işlenen ahşap eşyalar günümüzde de özgün dekoratif eserler olarak
kullanılmaktadır. Bu teknikler 19.yüzyılda yaygınlaşmış;
Bitlis, Bursa, Gaziantep,
İstanbul (Beykoz), Ordu ve Zonguldak gibi illerde halen devam eden, hammaddesine göre 
değer kazanan baston ve asaların kullanımı yüzyıllar boyunca sürmüştür. Baston ve 
asaların sap kısımları; gümüş, altın, kemik, sedef gibi malzemelerden, gövde kısımları 
ise gül, kiraz, abanoz, kızılcık, bambu, kamış vb. ağaçlardan yapılmaktadır.

     Yapılan araştırmalarda İslamiyet’ten önce Orta Asya’da yaşayan Türklerin heykel ve 
oyma süsleme eserlerine rastlanmıştır. Bu eserlerde Çin ve Hint sanatının izleri 
görülmektedir. Ancak İslam dininin heykel yapma sanatına müsaade etmemesi, Müslümanlar ve Türkler arasında ahşap oyma sanatının ilerlemesine yol açmıştır.

    Türklerin Müslümanlığı kabul etmelerinden sonra oyma sanatı daha çok Türkistan’da
gelişim göstermiştir. Sonraları Büyük Selçuklu Devleti’nin hakim olduğu ülkelerde meydana getirdikleri mimari eserlerin tezyinatında da oyma işçiliğine geniş yer verilmiştir.

     Anadolu Selçukluları devrinde çini tezyinatına önem verilmekle beraber, oyma sanatı
da ehemmiyetini muhafaza etmiş ve Erzurum, Harput, Beyşehir, Konya gibi büyük merkezlerde bu sanatın en güzel örnekleri meydana getirilmiştir. Yalnız bu devirde tezyini 
motiflerine sas karakterlerini çini süslemelerinde olduğu gibi daha ziyade geometrik 
şekiller teşkil etmiştir.     Abanoz, ceviz, elma, armut, sedir, gül ağacı, çam vb. gibi ağaçlar üzerine oyma, kakma, boyama, çatma (kükdekari) ve çakma (kafisi işi) gibi tekniklerle bezenmiş ahşap örnekleri Selçuklu Dönemi’nde bu alanda üstün bir düzeye ulaşıldığını ortaya koymaktadır. Düz satıhlı derin oyma, yuvarlak satıhlı derin oyma, eğri kesim, şebekeli oyma (ajur) gibi oyma teknikleriyle süslenmiş parçalar; düz satıhlı kakma ve kabartmalı kakma gibi kakma teknikleriyle dekore edilmiş örnekler, düz yüzeyli boyama, kabartmalı yüzeyli boyama gibi boyama teknikleri ve kündekari, yalancı kündekari gibi çatma teknikleriyle yapılmış eserler her tekniğin zengin bir repertuar bulundurduğuna işaret etmektedir.

     Bıçak, yüzeyden zemine doğru dik tutarak çalışılan düz satıhlı derin oyma, bıçak
kullanarak serbest el hareketleriyle uygulanan ve yüzeyin yuvarlak olmasına özen gösterilen yuvarlak satıhlı derin oyma, yüzey daha derin oyularak zeminin belli parçaları çıkarılarak yapılan, dantel görünümü veren şebekeli derin oyma (ajur) ile bezenmiş paçalar ustaların el maharetini belgelemektedir.

     Osmanlı İmparatorluğu zamanında ise ağaç oyma sanatı en yüksek seviyesine
ulaşmıştır. Rumî ve hatai dediğimiz çiçek, nebat ve hayvanların stilize edilmesinden 
meydana gelen tezyini motifler kullanılmıştır. Mimarî eserlerin iç ve dış kısımları bu 
sanatın ustaları tarafından bezenmiştir. Başlıca uygulama alanları da cami ve türbelerin 


mihrab ile minberleri, cami ve medreselerde kullanılan rahleler, kapı, pencere, dolap
kapakları olmuştur. Evlerde kullanılan çekmece, sandık gibi eşyaların süslemelerini,
çeşitli mimari eserlerin iç kısımlarına yazı yazan hattatların yazılarını tahta üzerine 
tatbik edenler de bu sanatın üstatlarıdır.






0 yorum:

Yorum Gönder

Lütfen soru sormadan önce soracağınız konu ile ilgili olan yayınları okuyunuz...