.

Floransa Mozaik Sanatı

Taşın Sanata Dönüşümü.

Rölyef Sanatı

Kabartma ve doku deformasyon. Eskitme çalışması.

Resme giriş ve Karakalem

Resme giriş ve Karakalem Çizim Teknikleri hakkında bilinmesi gereken tüm önemli konular.

Öne Çıkan Yayın

Boya Fırçaları Çeşitleri ve Kullanımları

Bu konumuzda  fırça çeşitleri ve kullanımlarına yönelik küçük örnekler verdik.  Fırçaların kullanım şekillerini görmek için video...

Cuma, Aralık 20, 2013

MDF Tepsi Üzerine Dekupaj Yaptım



Benim için anneme verdiğim en anlamlı hediye bu oldu, çünkü ben yaptım :)

Yaptığım işlemleri sizinle  paylaşmak istiyorum, belki yeni başlayan birilerine yardımı dokunur.




Dekupaj Yapım aşamaları;

ilk önce mdf''nin yüzeyini tozlardan temizledim. Koyu kahve rengi akrilik boya ile tüm zenini 3 - 4 kat boyadım.
Sonra desen kağıdının arka yüzeyine tutkalı bol miktarda sürdüm ve bu işlemi yaparken biraz acele ettim çünkü tutkal kağıdı ıslatmaya başladığında zemine yapıştırırken, desene zarar verebilir, katlanmalar, buruşmalar olabilirdi-ki daha önce ki başarısız denemelerimden öğrendim bunu :)
Tutkalı sürdükten sonra tepsinin içine tam ortalı ve hizalı bir şekilde yavaşça yapıştırdım, daha sonra ; buruşturduğum bir peçete kağıdını  hafifçe bastırarak  desenin kağıda iyice yapışmasını ve fazla kalan tuklaın kenarlardan dışarı taşmasını sağladım. Dışarı taşan tutkalı peçete ile sildim ve kurumasını bekledim. İkişer saatte bir tüm zemine tutkal sürdüm, bu işlemi bir kaç defa tekrarladım. Bunun sebebi kağıdın zeminin üzerinde ikinci bir katman oluşturmaması, desenin zemin gibi görünmesi içindir.
Aslında en iyisi tutkalı sürmeden önce en ince zımpara ile desenin arka yüzeyine bir miktar zımpara sürmektir. Ben bu adımı unutuğum için bu adımı atladım.
Ortalama kuruma  bir kaç saatte olmasına rağmen tam kuruma için bir gün beklemek en iyisi.

Elinizde farkı renklerde akrilik boya varsa ve fırça ile aranız iyi ise; desenin uç noktalarından başlayarak deseni devam edebilirsiniz, yapmasanızda olur tamamen tercih meselesi.

Yukarıdaki adımlar bitip tamamen kuruduğuna emin olduktan sonra, parmak yaldız ile tepsinin kenarlarına altın rengini biraz fazla, gümüş rengini aralarına olacak şekilde sürdüm. Kurumasını beklemeden parlak vernik ile bir kaç saat arayla, önce alt tarafından başlayarak tüm zemine bir kaç kat sürdüm. Sonuç oldukça tatmin ediciydi.


Gerekli malzemeler:

Önce ham MDF obje satan bir yerden mdf tepsiyi hazır olarak satın aldım aldım.












MDF yüzeyi koyu kahve rengi akrilik boya ile boyadım.













Dekupaj için kullanmak istediğim deseni fotokopi kağıdına tam sayfa olarak çıktısını aldım.











Ahşap dekupaj için uygun olan bir dekupaj tutkalı.













Geniş ağızlı bir fırça















Eskitme görünümü  vermek için Altın ve Gümüş renginde parmak yaldız kullandım.













Parlak ahşap vernik kullandım.













Resmi telefonla çektim o yüzden biraz kötü görülüyor olabilir :)






Spatula ile Yağlıboya Resim Yapmak

afremov.com


Spatula iki durumda kullanılabilir; boyayı karıştırmak ve resim yapmak.
Spatulanın bir çok değişik çeşitleri vardı.  Uzun, kıza, küçük, yayvan, ucu küt gibi daha bir çok çeşidlerini bulmak mümkündür. Bu çeşitler boyayı karıştırma şeklimize göre hangisi bize ve uygulayacağımız şekile uygun ise o çeşidi kullanırız.
Spatula ile resim yapmak; yani direk olarak boyayı spatul ile alıp tuval üzerine boyayı spatula ile süreriz ve bu şekilde resim yaparız.

Spatul ile resim yapmayı tercih eden bir çok sanatçı vardır, bunlardan en meşhur olanlarından biri elbette Bob Ross dur. Islak üzerine ızlak ve pratik resim yapmayı spatula ile kolaylaştırarak resim yapmayı bir çok insana sevdirmiştir.


Günümüz sanatçılarından biri olan Leonid Afremov ise hiç fırça kullanmadan tüm resimi spatul ile yapmaktadır ve resimlerinde kullandığı sıcak ana renkler ile kendi tarzını oluşturmuştur. Aşağıdaki ilk video da resime başlamak için gerekli hazırlıkları tuval, spatula ve boyalar hakkında bilgiler vermektedir.






afremov.com



afremov.com




Pazartesi, Aralık 16, 2013

Restorasyon nedir?


Restorasyon Nedir?
Restorasyon konusunda bugüne kadar
pek çok şey ifade edilmiştir. Bunlardan en çok kabul gören tanım aslını bozmadan onarmak dır. Celal Esad Arseven restorasyonu “sanatça tamir” olarak tanımlar. Bu da normal tamir işleriyle restorasyonu birbirinden ayırt etmek için önemlidir. Restorasyon; bir mimari eseri, bir tablo veya bir heykel gibi herhangi bir sanat eserinin zamanla veya başka bir nedenle zarar görmüş, bozulmuş kısımlarını, o eserin sanat değerine ve eski şekline zarar vermeksizin sanat bakımından tamir ve ıslah (rehabilite) etmektir. Normal bir tamirden çok farklı olan restorasyon büyük bir bilgi ve uzmanlık işidir. Bu yüzden her mimar restorasyon yapamaz. Restorasyon yaparken esere kendinden bir şeyler katmak ve şahsi şekillerde binayı daha güzelleştirmeye ve tamamlamaya kalkışmayacak kadar da eski sanata saygılı olmak gerekir.

Restorasyon kelimesi aynı zamanda krallığı son bulmuş bir hanedanın tekrardan tahta çıkması için kullanılmış bir tabirdir. Fransa’da Bourbon’ların tekrar tahta çıktıkları zaman için kullanılmıştır. Bu durumu mimariye uyarlarsak eserin tekrardan canlandırılması, hayat bulması olarak değerlendirilebilir. Tamir ile restorasyonu birbirinden mutlaka ayırmak lazımdır. Restorasyon aynı zamanda bir sanat değeri de taşımaktadır.

Restorasyon yapılar için bir gençlik iksiri gibidir. Restorasyon zamanın ve diğer etkenlerin etkisinden kurtularak yapının yeni bir hayata başlaması demektir. Restorasyonla yapıdaki bozulmalar durdurularak ömrünün uzaması sağlanmış olur. Yani restorasyon yıpranmasını durdurur ve zamana karşı koyma gücünü kazandırır.

Neden Restorasyon?
Geçmişten günümüze değin süre gelen tarihin yaşatılması için, onun belgesi niteliğinde olan ve tarihe tanıklık eden eserlerin onarımı ve korunması gerekmektedir. İşte burada restorasyonun ve restoratörlerin önemi ortaya çıkmaktadır. Günümüzde gelişmiş ülkelerde tarihe, arkeolojiye verilen önemle birlikte restorasyonda önem kazanmıştır. Restorasyonun amacı tarihi eser ve dokuların özgün biçimleriyle korunarak, gelecek kuşaklara aktarılmasıdır. Asıl zor olanda budur. Bunu sağlayabilmek için profesyonel bir çalışma ve son teknik imkanları kullanmak gerekir.

Restorasyonun başlıca ele aldığı konulardan bazıları: 

  • Pişmiş Toprak Eserlerin Konservasyonu
  • Metal Eserlerin Konservasyonu
  • Mozaik Eserlerin Konservasyonu
  • Duvar Resimlerinin Konservasyonu
  • Taş Eserlerin Konservasyonu
  • Resim Konservasyonu




Restorasyon Projesi Nasıl Hazırlanır?



I.RÖLÖVE
 I.I.  Rölöve Çizimleri

a)1/500 veya 1/200 vaziyet planı (Mevcut Durumun Belgelenmesi)

 Parselde yer alan yapının mimari öğeleri (avlu, bahçe duvarları, kuyu, fırın, tandır, çeşme, müştemilat vb.) ve doğal öğeler (ağaç, bitki türleri, ekili-dikili alan vb.) yapı-avlu-bahçe girişleri, yapının kendi parselindeki oturumu ve köşe kotları, yol yapı ilişkisini tanımlayan kotlar gösterilecektir. Vaziyet planında sokak-bina ilişkisini gösterir aynı ölçekte kesit bulunacaktır.
b-) Kat Planları, (1/50 ölçeğinde kesit ve görünüşleri ölçülü ve ölçüsüz olmak üzere hazırlanacaktır.)

c-) Çatı Planı (1/50 ölçeğinde kesit ve görünüşleri ölçülü ve ölçüsüz olmak üzere hazırlanacaktır.)

d-)Cepheler (1/50 ölçeğinde kesit ve görünüşleri ölçülü ve ölçüsüz olmak üzere hazırlanacaktır.)

e-) Döşeme ve tavan planları (1/50 ölçeğinde kesit ve görünüşleri ölçülü ve ölçüsüz olmak üzere hazırlanacaktır.)

f-) En az iki kesit (Kurulun gerekli görmesi halinde ikiden fazla 1/50 ölçeğinde uygulama projesi çizim tekniğinde)    Birbirine dik, bir tanesi merdivenden geçecektir.

g-) En az iki (Kurulun gerekli görmesi halinde ikiden fazla 1/50 ölçeğinde uygulama projesi çizim tekniğinde)   sistem detayı (Cephe 1/20, Plan 1/20, Kesit, 1/20)

h-) Pencere, kapı, tavan eteği, ocak, dolap, niş, saçak, taşıyıcı sistem, süsleme elemanları vb. yapı öğelerinden tipik olanlarına ilişkin sistem ve nokta mimari detaylar (Ölçekler 1/10, 1/5 ve 1/1 dir.)

I.II. Vaziyet Planı Raporu: Yapının ve bulunduğu parsele bitişik komşu yapıların pafta, ada, parsel, envanter ve kapı numarası, mülkiyet sınırları (Kadastral) mülkiyet durumları, son durum sahiplilik sicil kayıtlarına yer verilecektir.

I.III. Alt Yapıya İlişkin Şematik Gösterimler: Yapının mevcut halihazırdaki varsa özgün pis su tesisatının, yeni elektrik, su, havagazı, telefon tesisatı gösterilecektir.

I.IV. Fotoğraf albümü:

Binayı, çevresini ve sokağı kültür varlığının, çekim yönlerinin kroki üzerinde gösterildiği, çekim tarihi ve çekim yapan kişinin adının belirtildiği yeteri kadar iç ve dıştan çekilmiş fotoğrafları içeren (10x15 cm ebadında) A4 normunda albüm, (Kurulun gerekli görmesi durumunda aynı yerden çekilecek saydamlar set halinde çerçevelenerek üzerine çekim tarihi ve yeri belirtilerek teslim edilecektir.

I.V. Rölöve Analiz Raporu
A-     Tanımlar

a-) Yapının oluşumunu sağlayan ekonomik, sosyal, kültürel ve tarihi etkenler

b-) Yapının mimari tanımı (Her proje için yapının çevresi ile ilişkisi konumu, açık ve kapalı mekanların mimari tanımı, işlev tanımı, mimari elemanları vb.)

c-) Yapım tekniği ve malzeme kullanımı, temel yatay ve düşey taşıyıcı elemanlar, dolgu elemanları, yatay ve düşey kaplama elemanları, örtü malzemeleri ve tekniği, süsleme elemanlarına ilişkin mevcut durum tanımları

d-) Yapıda yaşayan nüfus ve sosyo kültürel, ekonomik yapısına ilişkin bilgiler

e-) Yapıların oluşumunu sağlayan ekonomik, sosyal, kültürel ve tarihi etkenler ile özgün kullanımına ilişkin ulaşılabilen belgeler, kaynaklar (fotoğraf, resim, tapu kaydı, vb.)

B-     Sorunlar ( Mevcut Fiziki Durum Değerlendirmesi)

a-) Yapısal bozulmalar, deformasyonlar ve dağılımları, temel sorunları, yatay ve düşey yönde taşıyıcı sistem sorunları, dolgu malzemesinin sorunları, cephe elemanları sorunları, cephe kaplama ve üst örtü malzemesine ait sorunlar, cephe mimari süslemelere ve yapı malzemesine ait sorunların tespiti, nedenleri, çözüm önerileri.

b-) Kullanım (Aşırı yüklenme, terk edilme vb.) sonucu oluşan bozulmalar ve dağılımları,

c)Dış fiziksel etkenler (rüzgar, kar, yağmur, güneş, don, yeraltı suyu vb.) sonucu oluşan bozulmalar ve dağılımları,

d)Malzeme sorunları; Yapıdaki mevcut malzemelerin durumu ile korumaya yönelik müdahale yönteminin belirlenmesi ve yeni önerilecek malzemenin tespiti için yapılması gerekli olan malzeme laboratuar analizlerinin verilmesi,

C- Rölöve Müdahale Paftaları
Belirlenen (sistem ve yapı öğelerine ait detaylar hariç) ölçüsüz rölöve çizimleri üzerinde şu hususlar işlenecektir.

a)      Yapıya çeşitli dönemlerde yapılan müdahaleler ve bunların dönemlerine göre gruplandırılması,

b)      Yapıda bugün mevcut olmayan elemanlara ilişkin olarak yapıdan elde edilebilen bilgiler, izler,

c)      Dönem eklerinin, korunması gerekli nitelikte olup olmadıklarının belirlenmesi,

d)      Rölöve analiz raporu ve Rölöve Müdahale paftalarında belirtilen malzeme, bozulmalar ve muhdeslerin tanımları ölçüsüz rölöve paftaları üzerinde işlenecek ve raporla gerekli referans ilişkisi kurularak öneriler ve kararlar getirilecektir.

II. RESTİTÜSYON PROJESİ

II. I. Restitüsyon Projesi Çizimleri
a)      Kat Planları (1/50 ölçeğinde hazırlanacaktır.)

b)      Çatı Planları (1/50 ölçeğinde hazırlanacaktır.)

c)      Cepheler (1/50 ölçeğinde hazırlanacaktır.)

d)      En az iki kesit (1/50 ölçeğinde hazırlanacaktır.)

e)      Detaylar (1/10, 1/5, 1/1 ölçeğinde hazırlanacaktır.)

II.II. Restitüsyon Raporu
·         Yapının geçirdiği dönemlere ait değişmişliklerin (ekler, yok olan mimari elemanlar, kapatılan-açılan kapılar, pencereler, izler vb.) siyah-beyaz grafik veya renkli anlatımla ifade edilmesi

·         Yapının geçirdiği değişikliklerin (ekler, yok olan mimari elemanlar vb.) her döneme göre ayrı ayrı çizimler üzerinde restitüsyon dayanakları (yapıdan gelen izler, karşılaştırmalı çalışma, benzer yapı, eski fotoğraf, resim, sözlü kaynak, mimari gereklilik vb.) da belirtilerek siyah-beyaz grafik veya renkli anlatımla ifade edilmesi

III. RESTORASYON PROJESİ

III.I. Restorasyon Projesi Çizimleri
a) Kat Planları (1/50 ölçeğinde uygulama projesi çizim tekniğinde hazırlanacaktır.)

b) Çatı Planı (1/50 ölçeğinde uygulama projesi çizim tekniğinde hazırlanacaktır.)

c) Cepheler (1/50 ölçeğinde uygulama projesi çizim tekniğinde hazırlanacaktır.)

d)En az iki kesit (1/50 ölçeğinde uygulama projesi çizim tekniğinde hazırlanacaktır.)

e)En az iki (Kurulun gerekli görmesi halinde

ikiden fazla yerden geçirilen ve yapısal sistem ile malzemeyi tanımlamayı amaçlayan) sistem detayı (1/20 ölçeğinde hazırlanacaktır.)

Bu çalışmalara yönelik sistem detayları plan, kesit ve görünüşleri ölçülü ve malzeme tanımlı olarak 1/20 ölçekte hazırlanacaktır.

f) Detaylar (1/10, 1/5, ve 1/1 ölçekte nokta detayları verilecektir.

Özgün niteliğine göre yenilenmeleri zorunlu veya muhdes olan mimari elemanlar yerine, yeni getirilen öneri mimari elemanlara ilişkin 1/10, 1/5, 1/1 ölçekte detaylar mutlaka üretilecektir.

III.II. Restorasyon Raporu

Restorasyon raporundaki saptamalar ve değerlendirmeler sırasında aşağıdaki hususlara dikkat edilecektir:

a)      Yapıda müdahale türleri saptanırken özgün

yapının korunması açısından kullanım önerileri ile tarihi çevre bağlantılarının irdelenmesi,

b)      Restorasyona yönelik  teknik imkanlarla, özgün malzeme temin edilmesi ve kullanımı durumunda;

·         Yapının korunmasına yönelik müdahaleler ile özgün yapı aksamlarının irdelenmesi,

·         Özgün malzemenin yeni kullanımda değerlendirilmesi

·         Yeni malzemelerin özgün malzemelerle birlikte kullanımında oluşacak kimyasal/görsel uyum ve uyumsuzluklar,

·         Malzemelerin nasıl ve nereden temin edileceği,

c)      Yapılacak müdahalelerde;

·         Restorasyonda koruma ve yenileme ağırlıklı müdahalelerde gereksinimler, ilkeler ve biçimleri

·         Yenilenmeler,

·         Konservasyonlar,

·         Tamamlamalar,

·         Deformasyonların düzeltilmesi,

·         Yapının yabancı elemanlardan ayıklanması

·         Yapının bakımını kolaylaştırıcı önlemler,

·         Yangın önlemleri,

·         Bozulmayı geciktirici önlemler,

·         Nem sorununun giderilmesi,

·         Vejetasyonun (Bitkilenme) giderilmesi,

d)      Onarım Aşamalarında,

·         Yapının mevcut fiziki durumunun tespitine bağlı olarak, korumaya yönelik ilk müdahalelerin neler olabileceğinin saptanması, onarım aşamalarının belirlenmesi,

·         Askılama ve safhaları,

·         Dolgunun boşaltılması,

·         Sökümler, hafriyatın yapılması,

·         Üst örtünün onarımı ve yenilenmesi,

·         Deformasyonların düzeltilmesi,

·         Taşıyıcı sistem müdahaleleri,

Belirtilerek hazırlanacaktır.

Restorasyon Öncesinde Yapılan Çalışmalar

Restorasyon Öncesinde Yapılan Çalışmalar



1- 1. Araştırma

Restorasyon çalışmalarına başlamadan önce kültür varlığı, fotoğraf, video vb. tekniklerle ayrıntılı olarak belgelenir, ölçekli çizimleri yapılır, ayrıca;

  1.  Tarihçesi,
  2.  Estetik özellikleri ve değeri,
  3.  Teknik özellikleri, (yapım teknikleri, malzeme ve taşıyıcı sistemi)
  4.  Yasal statüsü, incelenir.

Çoğu kez rölöve ile birlikte yürütülen araştırmalar kültür varlığının iyice tanınmasına olanak verir. Mimar çeşitli kaynaklardan derlediği bilgiler ışığında yapılacak restorasyonu yönlendirecek temel veriler elde eder. Sorunları çözmek için mevcut olasılıkları gözden geçirir; olumlu ve olumsuz yönlerini tartışarak, en az müdahaleyle en iyi korumayı sağlayacak yöntemi seçmeye çalışır. Yeterli ön araştırma yapılmadan uygulamaya geçilemez.

Tarihi ve arkeolojik araştırmalar:
Yapının yapım tarihi bilinmiyorsa tarihlendirme, binanın üslup, yapım tekniği, plan, cephe düzeni gibi özelliklerine bakılarak yaklaşık olarak yapılabilir.
Mimarlık tarihi kitaplarından ve çeşitli kaynaklardan yararlanılarak üzerinde çalışılan eserin aynı dönemde yapılmış diğer yapılar hakkında bilgi sağlanır, karşılaştırmalı bir değerlendirmeye gidilebilir.
Yapının zaman içinde geçirdiği deprem, yangın ve onarımları saptamak, ilk durumunu anlayabilmek için tarih kitaplarına ve arşivlere bakmak gerekir.
Bazı kültür varlıkları, mimari dönemler ve üsluplar üzerine, ayrıntılı araştırmalar mevcuttur. Belirli yapı tipleriyle ilgili eserlere dayanarak bugün değişikliğe uğramış yapıların eski durumları saptanabilir.
Eski dergi, gazete ve filmler kentsel çevre ile ilgili zengin açıklama ve görsel malzeme sunan değerli kaynaklardır.
Eski fotoğraflar tarihi binaların ve kentlerin geçmişteki durumlarını anlamak için en sık başvurulan belgelerdir. Bu teknik olanağın ortaya çıkışından önceki döneme ait minyatürler, gravürler, eskizler, suluboya resimler, yağlıboya tablolar da kentsel doku ve mimari karakter, meydan ve sokak oluşumları, binaların cephelerinde kullanılan renkler, çatı biçimleri ile genel görünümü etkileyen ağaç türleri hakkında fikir verirler.
Eski haritalar da kültür varlığı ve çevresindeki sokak dokusu ve yapılar hakkında ayrıntılı bilgi sunarlar.
Uzun süre ihmal edilen, üzerinde ağaçlar büyümüş, içi toprak ve yıkıntı ile dolmuş binalarda duvarları ve döşeme seviyesini ortaya çıkarmak için moloz kaldırılır. Arkeolojik veriler barındıran dolguların temizliği bilimsel kazı şeklinde, uzman gözetiminde yapılır. Kazı buluntuları ile yangın, yıkım, yeniden yerleşmeye ait değişik tabakalar fotoğraf ve ölçekli çizimlerle belgelenir.

Sanat Tarihi Araştırmaları:
Kültür varlığının tasarımında etkili olan estetik anlayışın, mimari tasarım ilkelerinin irdelenmesi, yapıldığı dönemin sanat akımlarının belirlenmesi, ait olduğu yapı tipinin tanınması ve tipolojik olarak değerlendirilmesi konuları yapının sanat değerinin ortaya çıkarılması açısından gereklidir. Yapının bezeme programı içinde yer alan çini, duvar resmi, ahşap işçiliği, bezeme ve benzeri sanat değeri taşıyan ayrıntıların nitelikleri ve bu niteliklerin dönemleri için taşıdıkları önem araştırılır.
Bir eserin aynı dönemin benzer yapıtlarıyla üslup ve tipoloji açısından karşılaştırılarak, çağının mimarlığı içindeki yerinin belirlenmesi de önemlidir. Bu ayrıntılı çalışmalarda binanın yapıldığı dönem üzerinde çalışan, o alanda uzman sanat/mimarlık tarihçilerinin birikimlerine başvurmak gerekir.

Teknik Araştırmalar:
Restore edilecek binanın durumunun incelenmesi, hasar nedenlerinin araştırılması ve teşhis edilmesi disiplinler arası araştırmalar gerektirebilir. Onarımı yürütecek mimar nemden kaynaklanan çeşitli sorunları, farklı oturma, ezilme, çatlama gibi taşıyıcı sistem aksaklıklarını, malzemedeki bozulmaları, yanlış onarımların neden olduğu hasarları teşhis etmek ve çözümleyebilmek için yapı fiziği, zemin ve strüktür mühendisliği, kimya, malzeme bilimi uzmanlık alanlarından yardım alınır.

Kültür Varlıklarının Yasal Statüsü:
Onarılması istenen yapının koruma derecesi ona yapılacak müdahalenin sınırlarını da tanımlar. Eğer çalışmaya başlanırken onarılacak binanın koruma gurubu bilinmiyorsa, 1/500 ölçekli kadastral durumu, 1/50 ölçekli rölövesi ve fotoğraflarını içeren bir dosya, kültür varlığın bağlı olduğu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kuruluna sunularak statüsünün saptanması istenir. Restorasyon çalışmasına başlamadan önce bu görevi üstlenen mimarın ilgili koruma kurulunun dosyasında bulunan eski fotoğraf ve rölöveleri, restorasyon projelerini ve kararları inceleyerek geçmişteki işlem ve kararlar hakkında bilgi edinmelidir.

1 - 2. Rölöve

Rölöve, bir yapının, kent dokusunun veya arkeolojik kalıntının yakından incelenmesi, belgelenmesi, mimarlık tarihi açısından değerlendirilmesi ve restorasyon projeleri hazırlanabilmesi için binanın iç ve dış mimarisine, özgün dekorasyonuna ve taşıyıcı sistemi ile yapı malzemelerine ait mevcut durumunun ölçekli çizimlerle anlatımıdır.

Rölöveler yapıyı ve konstrüksiyonu tam olarak anlatacak şekilde plan, kesit ve görünüşleri kapsamalıdır. Yapıya ait iç ve dış fotoğraflar, çekildikleri yer ve yönleri plan üzerine işaretlenir. Rölövelerde malzeme türleri ve mimari bileşenlerin korunma durumları açıklamalarla belirtilir. Bezemelerle ilgili fotoğraf ve ayrıntılı çizimler dosyada yer alır.

Tarih kitaplarından, arşiv belgelerinden, özel monografilerden ve gözlemlerden yararlanılarak derlenen bilgiler ışığında tarihi yapının dokusunun daha iyi kavranıp anlaşılması mümkün olur. Binanın daha önce yapılmış rölöveleri, eski fotoğrafları, yöreyle ilgili hava fotoğrafları, haritalar, kent planları, gravürler, yapıyla ilgili vakfiye ve vakfa ait gelir gider kayıt defterleri, onarım keşifleri veya onarım harcamalarının kaydedildiği defterler, gezginlerin notlarında yer alan gözlemler de sağladıkları bilgilerle bazı karmaşık noktaların çözümlenebilmesine olanak sağlarlar. Bozulma süreçlerinin ve malzemelerin incelenmesi sonrasında derlenen bilgilerle yapılacak restorasyonu yönlendirecek temel veriler derlenmiş olur.

Bu bilgiler ışığında onarım olasılıkları tartışılır ve çabalar binalar mümkün olduğu kadar yıkılmadan ve en az müdahaleyle koruma ilkesine uygun öneri geliştirme üzerinde yoğunlaşır.

Rölövenin yapılış amacı onun çizim tekniğini, çalışma ölçeğini etkiler. Bir sokak üzerinde yer alan binaların genel görünümünü, plan ve kütle özelliklerini anlatacak bir rölövenin 1/200 ölçekli olması yeterlidir. 1/100 ölçekteki bir rölöve çalışması yeniden kullanım projeleri için uygun olabilir. Restorasyona yönelik rölöveler ise 1/50 ölçekli olur ve 1/20 ve daha büyük ölçekli plan, kesit ve görünüşlerle desteklenir.

Çizim Teknikleri:
Yapının her katı için ve ayrıca özgün süsleme detaylarını gösteren tavan, döşemeler için bir plan çizilir. Ara katlar olduğunda ek çizimlerle bu mekanların da anlatımı sağlanır. Plan yatay düzlemi döşemenin 90-100 cm üstünden geçecek şekilde alınır. Eğer karmaşık bir yapılar gurubunun planı birlikte çizilecekse, yaklaşık aynı seviyede olan mekanları ifade edecek şekilde yatay düzlem aşağı yukarı hareket ettirilerek geçirilir, görünüş ve kesitler üzerine plan düzlemleri işaretlenir. Planlar belli kat düzenlerine göre (bodrum, zemin vb. gibi) veya kotları verilerek adlandırılır. Eğrisel örtü izdüşümleri kesik çizgilerle gösterilir. Beşik veya sivri tonoz izdüşümlerinin profilleri, dayandıkları duvarla 90 derece oluşturacak şekilde yatırılarak çizilir.
Tavan izdüşümleri, kesik çizgilerle veya noktalarla gösterilir. Eğer planla karışması istenmiyorsa, tavan izdüşümleri ayrı çizilir. Planın geçtiği düzlem üstünde yer alan öğeler de kesik çizgilerle veya noktalarla belirtilir. Kesik çizgiler yok olan, görülemeyen öğelerin anlatımı için de kullanılır; bir sütun dizisinin yok olan kaidelerine ait izlerin yerlerinin belirtilmesi veya kalınlığı ölçülemeyen fakat mevcut diğer duvarlara dayanılarak sınırı tahmin edilen bir duvarın doğrultusunu göstermek için kullanılabilir. Girilemeyen, ölçülemeyen mekanlara girilemedi, ölçülemedi açıklaması konur. Tahmine dayalı çizimler kesin olmadığını belirten bir not veya (?) konularak açıklanır.
Bütün görünüşler, cephelere paralel düzlem üzerinden dik bakılarak projeksiyonla çizilmelidir. Duvarları kırık çizgiler üzerine oturan yapılarda, genel görünüşün yanı sıra, her yüzeyin açılımı çizilir.

Kesitler yapının bütün özelliklerini anlatacak biçimde, değişik özelliklere sahip mekanlardan, iki yöne bakacak şekilde geçirilir. Kesitlerin geçtikleri yönler ve bakış doğrultuları plan üzerine harf veya numara ile işlenir.

Bezemeler ve özel ayrıntılar gerçeğe daha yakın ölçülerde, 1/10-1/5-1/2 veya 1/1 ölçekli olarak çizilir. Yazıt, kabartma gibi özel ayrıntıların mulajları alınır.
Plan, kesit ve cepheler üzerinde alınan tüm ölçüler, kotlar düzenli bir biçimde gösterilir. Ölçülerin kolay anlaşılabilir biçimde ve iç mekanlar köşegen ölçülerle tanımlanarak verilmeleri önemlidir.

Yapının yapım tekniğini, özel mekan düzenini, strüktürel tasarımını daha iyi açıklayabilmek amacıyla gerektiğinde izometrik perspektiflerden yararlanılır.
Her paftanın sağ alt yanına yapının ve paftanın adının yazılması, bir anahtar şema yardımıyla çizimin yapının hangi seviyesine, cephesine vb. ait olduğunun gösterilmesi, ölçeğinin, hazırlanış tarihinin, kimler tarafından yapıldığının ve çizildiğinin belirtilmesi gerekir.

Fotoğrafla Belgeleme:
Rölöveler yapının veya yapılar gurubunun genel konum ve ayrıntılarını açık bir biçimde gösteren fotoğraflarla desteklenir. Çizimler bir yapının bezeme ayrıntılarını, renklerini, genel etkisini anlatmakta yeterli olmaz. Bu nedenle ölçek, yer, yön ve tarih belirten işaret ve yazılar konularak çekilen fotoğraflar rölöveyi destekleyen önemli belgelerdir. Hasar görmüş yapıların genel durum ve ayrıntılarının anlatımı için de fotoğraflar yardımcı olur.

Fotoğraflar bütün mekanları ve önemli ayrıntıları kapsayacak sayıda olmalı, çekimlerin yakın plandan, cepheye paralel yapılmasına özen gösterilmelidir. Genelden ayrıntıya giden bir düzende dizilerek bir albüm oluşturulur. Sıra numarası verilen fotoğrafların çekildikleri yerler ilgili çizim paftaları üzerine işlenir. Negatifler, üzerine tarih yazılan ve sıra numarası verilen koruma poşetlerine yerleştirilir ve tekrar başvurulması gerektiğinde kolayca ulaşılacak biçimde saklanır.

Fotogrametri:
Fotogrametri, özel tek veya çift kameralarla yapılan fotoğraf çekimlerinin değerlendirilmesi sonucu ölçekli çizimler elde edilmesine olanak veren gelişmiş bir rölöve tekniğidir. Özellikle iskele kurmadan yüksek binaların rölövesinin yapılmasına olanak veren bu yöntemin restorasyon projesi ön çalışmalarına büyük katkısı olmaktadır.

Analiz Çalışmaları:
Rölöveler tamamlandıktan sonra çizimler üzerinde çalışılarak değişik yapım evrelerinin kronolojik sıralanışı belirlenerek, tarihi doku analiz paftaları hazırlanır. Yapıdaki bozulmalar saptanır; plan, kesit ve görünüşler üzerine işlenen hasarların genel değerlendirmesi sonucu müdahale türleri ve yerleri konusunda karar verilir.

  • Rölöveler üzerinde farklı dönemlerin belirtilmesi: Tarihi kaynaklardan elde edilen bilgiler, bina üzerinde bulunan yazıtlar, değişik onarım tarihleri hakkında önemli verilerdir. Ancak bu onarımların plan, kesit ve görünüşler üzerinde ayırt edilerek belirtilmesi için binanın dikkatle incelenmesi, yapım tekniği ve üslup benzerliği/farklılığı gösteren bölgelerin saptanması ve analizi gerekir. Bu çalışma sonucunda belirlenen yapım ve onarım evreleri farklı renk ve taramalarla gösterilir. Çizimin sağ alt köşesine yerleştirilen bir lejantla özgün yapı, tarihlenebilen diğer yapım evreleri değişik gösterimlerle belirtilir. Yapım tekniği, üslubu nedeniyle farklı olduğu anlaşılan fakat tarihlenemeyen bölümler, değişik dönem ekleri (?) veya buna eklenen tarih önerisiyle gösterilir.



  •  Hasar ve bozulmaların rölöveler üzerine işlenmesi: Çatlaklar, oyuklar, yüzey kaybına uğramış taşlar, çiçeklenmeler, ot, ağaç gibi bitkiler, biyolojik bozulmalar, kirlenmeler paftalar üzerine işlenerek müdahale öncesindeki durum grafik olarak anlatılır. Bu paftalar renkli veya siyah-beyaz tekniğiyle hazırlanabilir. Her paftanın bir lejantı olması gerekir. Eğer sonradan yapılan ve korunması gerekli olmayan ekler varsa bunlar rölöve paftalarına işlenir ve Koruma Kurulunun onayı alındıktan sonra kaldırılır. Yapının özgün ayrıntılarını örten eklerin kaldırılmasından sonra ortaya çıkan veriler fotoğrafla belgelenir ve ölçekli çizimleri yapılır. Rölöve paftaları bulgulara göre elden geçirilir ve restorasyon projesi son durum ışığında hazırlanır.

1 - 3. Restitüsyon
Sonradan değişikliğe uğramış, kısmen yıkılmış ya da yok olmuş öğelerin, yapıların veya yerleşmelerin ilk tasarımlarındaki ya da belirli bir tarihteki durumlarının, arşiv kayıtlarından, yapı üzerindeki izlerden, yapıya, yerleşmeye ait çizim fotoğraf gibi belgelerden yararlanılarak plan, kesit, görünüş ve aksonometrik çizimlerle ya da maketle anlatımına restitüsyon denir.
Bu bilimsel ve zorunlu bir çalışmadır. Parçaların tekrar birleştirilmeleri söz konusu olmasa da bu şekildeki restitüsyon çalışmaları, bir eserin özgün tasarımını açıklamak, tarihi gelişimini irdelemek, kalıntıların daha iyi kavranabilmesini sağlamak için yapılır.
Restitüsyon projesi hazırlanırken, yapı üzerindeki izlerden, korunmuş kısımlardan, benzer yapılardan yararlanılarak, yıkılmış, boyutu değiştirilmiş veya içi doldurulmuş açıklıkların, pencere veya kapıların çizimlerle yeniden eski düzeninde ifade edilmesi mümkün olur.
İncelenen bina birden fazla onarım geçirmişse, bu evrelere ait izler, veriler değerlendirilerek, ilk tasarım ve onu izleyen dönemler 1. Dönem restitüsyonu, 2. Dönem restitüsyonu şeklinde adlandırılabilir.
Yapı hakkında mimari konumu, kontür ve gabarisi v.b. gibi özgün şeklini tanımlamaya veri oluşturacak temel bilgilerin sağlanamaması durumunda, restitüsyon çalışmalarının çizim veya maket olarak kalması, (gelecek kuşakları yanıltıcı ve gerçeğine aykırı bir bina yapmamak için) uygulamaya konulmaması gerekir.

1 – 4. Restorasyon Projesi

Tarihi yapının bozulma nedenleri araştırıldıktan ve teşhis edildikten sonra, bozulmanın durdurulması ve eğer varsa strüktürel aksaklıkların giderilebilmesi için geçrekli müdahalelerin belirlenmesidir. Korunmaya değer bir yapı üzerinde çalışıldığından, onarımın özgün dokuya en az müdahale ile gerçekleştirilmesi, yapım tekniklerinin eskisine benzer/uyumlu olmasına dikkat edilmesi, yapının iç düzenlemesinin değiştirilmemesi, mekan bütünlüğünün zedelenmemesi göz önünde tutulması gereken başlıca kurallardır.
Uygulamanın doğru yürütülebilmesi amacıyla her öğe için seçilen müdahale biçiminin paftalar üzerinde (plan-kesit-görünüşler) açıkça belirtilmesi gerekir. Grup koşullarına uygun olarak hazırlanan 1/50 ölçekli proje 1/20 sistem detayları ve gerekli nokta detayları uygulamada kullanılacak malzeme ve tekniklerin belirtildiği raporla birlikte kurula sunulur.
Paftalarda çalışmanın yapıldığı tarih ve projenin oluşumuna katkıda bulunan mimar ve diğer uzmanlık dallarına ait kişilerin adları yer almalıdır. Önerilen müdahaleler restorasyon paftalarına bir lejantla işlenir. Yapının onarım sonrasında alacağı durumu daha iyi açıklamak ve çevresiyle ilişkisini göstermek amacıyla, restorasyon projesine ek olarak normal ve aksonometrik perspektifler ile maketlerden yararlanılır.
Restorasyon projesi genellikle, yalnız strüktürün sağlamlaştırılması ve uygulanacak teknolojilerin belirtilmesiyle kalmaz, tarihi yapının yeniden kullanılmasıyla ilgili önerileri de içerir. Verilmesi istenen işlevin yapıya uyarlanabilirliği araştırılır ve yeniden kullanım projesinin eserin kütlesel ve mekansal özelliklerini bozacak ekler, değişimler getirmemesine dikkat edilir. Restorasyonda önemli olan yapının korunmasıdır, yeniden kullanım bir araçtır. (Venedik Tüzüğü Madde:5)
Yeni işlev verilen binalarda çağdaş kullanımla ilgili servis mekanlarının bina içine yerleştirilmesi, yapının deprem koşullarına uygun hale getirilmesi, yangına karşı önlem alınması, sakatların binaya girebilmeleri için engellerin kaldırılması gibi konular proje aşamasında çözülmelidir.

1 – 4.1. Restorasyon Teknikleri

Kültür varlıklarının korunmasındaki temel yaklaşım sürekli bakımlarının sağlanmasıdır. Restorasyon uygulamalarına geçmeden önce yapılan araştırmalar ve belgeleme çalışmaları binanın ayrıntılı olarak tanınmasını sağlar. Ön araştırmalar sonucunda elde edilen bilgiler hasar nedenlerini ortadan kaldıracak veya etkilerini azaltacak koruma tekniklerinin seçilerek uygulanmasına temel oluşturur. Bu teknikler;

  1.  Sağlamlaştırma
  2.  Bütünleme
  3.  Yenileme
  4.  Yeniden yapma
  5.  Temizleme
  6.  Taşıma

Çoğu kez bir kültür varlığının restorasyonu için yukarıda sıralanan tekniklerin birkaçı bir arada uygulanır. Bilimsel restorasyonda olabildiğince az müdahaleyle, kültür varlığının tarihi belge ve estetik değerinin korunması amaçlanır. Onarım sırasında yapılan müdahalelerin derecesi, sağlamlaştırmadan yeniden yapıma doğru artar. Koruma açısından en uygunu sağlamlaştırmayla yetinmektedir.

  1.  Sağlamlaştırma
  2.  Kültür varlığının yapıldığı malzemelerin sağlamlaştırılması
  3.  Taşıyıcı sistemin sağlamlaştırılması
  4.  Çemberleme, bağlantı çubukları-gergi uygulaması
  5.  Bütünleme (Reintegrasyon)

Bir bölümü hasar görmüş, ya da yok olmuş yapı ve öğeleri ilk tasarımlarındaki bütünlüğe kavuşturacak biçimde geleneksel ya da çağdaş malzeme kullanılarak tamamlama işlemine bütünleme-reintegrasyon denir.
Bütünleme ancak gerçek yapısal verilere ya da belgelere dayandırıldığında kabul edilebilen bir uygulamadır.


  • Yenileme (Renovasyon-Rehabilitasyon)

Zamanla değişen yaşam biçimi ve ona bağlı isteklerle işlevini yitirmiş tarihi yapıların farklı bir işleve uyarlanması ya da işlevleri devam eden, ancak konfor koşulları eskiyerek standart altı kalan tarihi yapıların güncelleştirilmesidir.
Çevresel özellikleri nedeniyle korunması istenen yapıların yeniden kullanımlarında, yeni işlevin dış görünümü bozmadan gerçekleştirilmesi arzu edilir. Bu binaların kurtarılması için tek ekonomik yol olan yeniden kullanım sırasında, iç düzenlemede daha esnek uygulamalara gidilmesi söz konusudur. Yangın, bakımsızlık nedeniyle döşeme ve tavanlarını yitirmiş ve ilk tasarıma ait yeterli veri bulunmayan 2. gurup yapılarda, yeni bir iç düzenleme yapılmasına izin verilebilir. Çok önemli mimari öğeler, plan ve iç mekan değerlerine sahip olan 1.grup yapılarda ise yeni kullanıma elverişli, serbest iç düzenlemeler uygulanmaktan çok tarihi mekanların anısını sürdüren düzenlemelere gidilmesi doğrudur.
Yeniden Yapım (Rekonstrüksiyon):
Tümüyle yıkılmış, yok olmuş, ya da çok harap durumda olan bir kültür varlığının veya sit’in elde bulunan belgelere dayanılarak yeniden yapılmasıdır.
Bu ancak özel durumlarda kabul edilen bir uygulamadır. Yeni yapı, yerine yapıldığı kültür varlığının tarihi dokusuna, özgün malzeme ve işçiliğine sahip değildir. Bir kopya, tarihi yapının kütle ve mekanlarını ancak biçimsel olarak canlandırabilir, kültür varlığının yerini alamaz.
Bu nedenle yeniden yapımda doğru ve yeterli bir restitüsyon araştırması ve buna dayalı restitüsyon projesinin temel alınması gerekir. Ayrıca gelecek kuşaklar açısından yapının yeniden yapıldığı tarih de (rekonstrüksüyon tarihi) cephesindeki bir plaket üzerinde belirlenmelidir.

Temizleme
Kültür varlığının ve kentsel sitlerin genel etkisini bozan, tarihi ve estetik değer taşımayan (muhdes) eklerden arındırılmasıdır.
Kaldırılacak eklerle ilgili karar verme yetkisi Koruma Kurullarına aittir. Kaldırılması istenen yapısal ekler farklı bir gösterimle plan, kesit ve görünüş rölöve paftalarına işlenir ve temizlik sonrası durum öneri proje olarak kurula sunulur. Yetkili kuruldan onay alındıktan sonra ekler kaldırılabilir. Temizleme işleminden önce ve işlem sırasında fotografik belgeleme yapılmalıdır.

Taşıma
Genel olarak bir kültür varlığının yerinde korunması temel prensiptir. Ancak, başkaca bir alternatifin kesin olarak bulunamadığı ve yüksek kamu çıkarı bulunan çok önemli Bayındırlık etkinlikleri, jeolojik yapı ya da doğal afetler bir kültür varlığının ya da tarihi yerleşmenin bulunduğu yerde korunmasını zorlaştırabilir, olanaksız kılabilir. Bu durumda kültür varlığı ya da yerleşmenin önceden belirlenen uygun bir konuma taşınarak orada yaşamını sürdürmesi gerekebilir.
Taşıma işlemi, kültür varlığının boyutlarına, malzemesine ve yapım tekniğine göre çeşitli tekniklerle gerçekleştirilmektedir.

Kaynak: Mimarlar Odası

Selçuklu Eseri Kargıhan Restore Ediliyor



Antalya`nın Manavgat ilçesi Beydiğin köyünde İpek yolu üzerinde bulunan tarihî Kargıhan restore edilerek kültür turizmine kazandırılacak.

Kırkgöz Hanı

kirkgoz kitabesi


Antalya-Burdur yolu üzerinde Antalya’ya 30 km. uzaklıkta
bulunan Kırkgöz Hanı, kitabesine göre H. 634-644 / M. 1236-1246 tarihleri arasında

Kargı Hanı



R. M. Riefstahl1 1931 yılında “Kargı Han önemli bir Selçuklu hanıdır” diye yazmıştı.1940’da S. Fikri Erten “Kargı Han Kesikbel Dağı’nın zirvesinde İbradı yolu üzerinde bulunmaktadır.

Zazadin Hanı


Konya-Ankara, Konya-aksaray yollarından ulaşılabilecek Zazadın Hanı Konya-Aksaray karayolunun 25 km.sinde, vaktiyle nahiye olan Tömek yolu üzerindedir.

Kerkük’ün Türk Tarihi Eseri Gök Kümbet

KERKÜK’ÜN TÜRK TARİHİ ESERİ GÖK KÜMBET

Ali KERKÜKLÜ
(Irak’a Özgürlülük Operasyonu ve Kerkük Kitabının Yazarı)

Kerkük Kalesinde, Gök Kümbet’in tahribata uğramadan önceki hali


Kümbet daha ziyade kubbe ile veya Piramit, çokgen tabanlı ve tepesi sivri külah biçimindeki örtülü olan mezar anıtlarıdır. Selçuk Türklerine ait kümbetler Türk mimarisinin en orijinal örnekleridir. Kümbetler içten kubbe, dıştan ise piramit ya da konik bir çatıyla örtülüyordu. Selçuklular'a ait en önemli kümbetler Bitlis, Van, Kayseri, Kerkük, Nahçıvan, Erzurum, Sivas, Tunceli, Tokat, Konya, Niğde, Kırşehir, Amasya, Akşehir ve Isparta gibi şehirler de çok güzel kümbetler bulunmaktadır. Kerkük’teki Gök Kümbet, Niğde'deki Hüdavent Hatun, Tokat'taki Ali Tusi, Van’daki Gevaş Kümbet, Kayseri'deki Döner Kümbet ve Sırçalı Kümbet ile Ahlat'taki Ulu Kümbet en güzel örneklerdendir. Kümbetler, mimari ahenkleri, çadır sanatını taşa ve mermere yansıtarak geçmişe çağrışım yapmaları, kendi eksenlerinde dönüyor ve yukarı doğru süzülüyor gibi duruşlarıyla insanı etkileyen birer harikadırlar.

Türkmen şehri Kerkük’te Irak Türklerinin simgesi olan Kerkük kalesi ve bu kalenin içinde Türk tarihi eserlerden biri Gök Kümbettir. Gök Kümbet 1361 yılında Celayirliler döneminde 820 metre kare alan ve 17 metre yüksekliğinde yapılmıştır. Kale’nin içinde günümüze kadar ayakta kalabilen Türk mirasının bir şaheseridir. Selçuklu dönemine ait Gök Kümbet'in dış duvarlarıyla karşı karşıya geldiğimizde, üstündeki yazıttan da anlaşıldığı gibi kümbet 14. yüz yılda Selçuklu hanedanına mensup Buğday Hatun için yaptırılmıştır. Türk çadırından ilham alınarak yapılan Kümbet iki katlı, sekiz köşelidir, kemer ve pencere süslemeleri yeşil renk ağırlıklı pişmiş topraktandır, bu sebepten dolayı Türkmenler Gök kümbetin yanında yeşil kümbette derler.



Türk tarihi eseri olan Gök Kümbetin duvarları orijinal tuğlaların farklı biçimlerde dizilmesiyle zengin bir yüzey dekorasyonu gösterir ve renkli Türk çini motifleri ile süslüdür. Kerkük’ün 10 Nisan 2003 tarihinde ABD ve Kürt işgalinden sonra Gök Kümbetin onarımı adı altında herkesin hatırası ve hafızasında olan bu şaheser yapının doğal özelliklerini değiştirerek (Tahrip ederek) hiç ilgisi ve benzeri olmayan şekilsiz, biçimsiz ve çirkin bir yapıya dönüştürüldü.

Gök Kümbetin Sekizgen olan orijinal çatısı yıkılıp yerine Selçuklu Türklerinin hiçbir dönemine rastlanmayan şekilsiz ve çirkin bir yapı oluşturuldu. Ayrıca ilkel çalışmalar sırasında Gök Kümbetin gövdesini oluşturan tuğlalar ve duvarlarını süsleyen Türk çini motifleri kırılmış ve dökülmüştür. Yapılan tahribatlar tüm açıklığıyla ortada durmaktadır. 700 yıllık Gök Kümbet eski hali ile dururken ne oldu da bugün bu Türk tarihi mimari eserin yapısı değiştiriliyor?



Gök Kümbet’in Onarımı Bitirilmiş Hali, Tahribat Tüm Açıklığı İle Görülmektedir. Piramit(Sekizgen) şeklinde olan Çatısı Yıkılmış Ve Şekilsiz, Biçimsiz Hale Dönüştürülmüş. Bu Biçimsiz Yapının bir benzeri Selçuk Türklerine Ait Kümbetler Mimarisinde Yoktur.

Onarım ne demektir? tamirat, tamir, bir yontunun, bir yapının bozulmuş yerlerini yeniden yapma, ilk durumuna getirme, restore etme, yani onarım bir yapının şeklini değiştirmeden tamiridir. Ama gelin görün ki Gök Kümbete yapılan işlem onarım değil tamamen tahribattır. Yani herkesin gözü önünde Kerkük’te 700 yıllık Türk tarihi eserin yapısı değiştiriliyor ama ne yazık ki kimseden ses yok.Yaptığımız araştırma ve incelemede tahribatı yapan yetkililer halka: “1186 yılı Nahçıvan’da (Azerbaycan) Atabeyler Devleti’nin kurucusu Şemsettin İldeniz’in eşi Mümine Hatun için yapılan Kümbetin çatısı İslami tarzdadır. Kerkük Kalesinde Selçuklu Türklerinin 1361 yılında Buğday Hatun için yaptığı Gök Kümbetin çatısı da İslami tarza göre restore edildi. (Yapısı değiştirildi) 1980’li yıllarda Gök kümbetin onarımı yapılmış, bu onarımı yapan tarihi eserler uzmanı Hıristiyan bir bayandır ve şimdi ise o bayanın yaptığını düzeltik” diyorlar. Mümine Hatun için yapılan Kümbet 1186 yılında, Buğday Hatun için yapılan kümbet ise 1361yılında yapılmıştır. İki yapı arasında 200 yıl bir zaman dilimi var, işin en ilginç yanı da iki yapı arasında benzerlik yok. Mantık olarak 200 yılı göz önüne alırsak iki yapının tarzı aynı olabilir mi? Yaptığımız araştırmada 1980’li yıllarda yapılan onarım aslına uygun yapılmıştır, 2009 yılında yapılan ise tamamen bir tahribattır.



Çalışmalar ilkel yöntemle ve işin ehli olmayan kişiler (Amele, işçi) tarafından yürütülmüştür. Türk ve yabancı kaynaklara göre Gök Kümbetin çatısı sekiz köşeli olarak tarif edilmektedir.Bu yeni ve şekilsiz yapı Selçukluların hiçbir dönemine ait mimarı tarz bulunmamaktadır. Dünyanın neresinde görülmüştür 700 yıllık tarihi eser keyfi olarak kanun ve kurala uymadan yapısı değiştiriliyor. Amaç belli tarih, kültür, miras ve kimliğimizi yok etmek istiyorlar. Bugün Kerkük’te meşru bir yönetim yoktur, merkezi hükümette Kerkük’e müdahale edemediğini için, şehre hakim olanların bu gibi kültürel ve sanatsal işlere karşı duyarlı olmadıkları, Kerkük’ün imarına ayrılan paraların çarçur edildiği ve yerine ulaşmadığı görülmektedir.



Geçmiş yıllarda en büyük kültürel kıyımına maruz kalan Kerkük kalesinde tarihi eserler ve yüzlerce geleneksel Türkmen konutu bulunuyordu. Ancak dozerle yapılan ve uluslararası teamüle aykırı biçimde yapılan tarihi eser katliamına hiçbir uluslararası kuruluş ses çıkarmamıştır.(Suphi SAATÇİ, Kardaşlık Dergisi Sayı:44 Ekim-Aralık 2009)

Bu eserler biz Türkmenlerin mirasıdır bunları korumak için tüm gücümüzle mücadele etmeliyiz aksi takdirde tarihi eserlerimizi yok edecekler. Aslında bu tarihi eserler

bölgede bu toprak sahiplerinin kimler olduğunun bir ispatıdır. Tarihi eserlerin dili yoksa ama kimlikleri vardır. Aşağıda Selçuklu Kümbetleri örneklerinde görüldüğü gibi, bu Biçimsiz Yapının bir benzeri Selçuk Türklerine Ait Kümbetler Mimarisinde Yoktur. Gök Kümbete yapılan işlem onarım değil tahribattır.



Dünya, Uluslararası kuruluşlar, yetkililer ve insanlığa sesleniyoruz: bu eşi bulunmaz tarihi eserin tahribatına dur desinler. Gök Kümbetin eski haline getirilmesi bir insanlık görevidir. Tüm sivil kurum ve kuruluşlarımız, sitelerimiz, medya, basın ve tv’lerde bu tahribatı kamuoyuna anlatıp gündemde tutmalıdırlar. Dünyanın neresinde görülmüştür 700 yıllık bir tarihi eser onarım adı altında bu çirkin hale getirilmiştir!!!! Herkes bilmelidir ki bu kasıtlı bir tahribattır. Tarihi mirasımız Gök Kümbete yapılan bu tahribatı uluslararası kuruluşlara bildirmeliyiz. Aksi takdirde diğer tarihi miraslarımızı da tahrip edeceklerdir.

SELÇUKLU KÜMBETLERİ







Estergon Kalesi

ESTERGON KALESİ: 



Budin’in 50 kilometre kuzeybatısında, Tuna’nın güneyinde, Avusturya, Slovakya,

Balkanlardaki Osmanlı Kaleleri: "Fülek Kalesi"


FÜLEK KALESİ


Macaristan ve Slovakya sınırında,
Nógrád ve Gömör ırmaklarının birleştiği noktada Fülek Kalesi bulunmaktadır.

Balkanlardaki Osmanlı Kaleleri: "Kanije Kalesi"

KANİJE KALESİ:

Şehrin ismi "Kanije" ilk olarak 1245 tarihli bir belgede yer almıştır.

Osmanlı Eserleri Envanteri Projesi


Rumeli'de Osmanlı Eserleri Envanteri Projesi

Balkanlardaki Osmanlı Eserleri Fotoğraflanıyor


Konyalı sanatçılar tarafından yürütülen proje çerçevesinde Balkanlar'daki tüm Osmanlı eserleri, alan taramasıyla fotoğraflanıyor.

Taş Boyama - Süsleme Sanatı




Küçük ve zahmetsiz bir hobi olan taş boyama, bir defa başlanıldığında kolay kolay vaz geçemiyeceğiniz sevimli bir hobidir.

Efsane Kilis Yorganları - Kilis Kültürü ve El Sanatları



El Sanatları : Kilis'te dokumacılığın tarihi çok eski zamanlara dayanmaktadır.

Oymacılık Sanatı




Oymacılık nedir?

Maden, taş, ağaç vs. gibi maddelerin yüzeylerini özel araç-gereçlerle oyarak veya delerek önceden tasarlanan şekil, motif ve cisimleri işleme sanatı.

Pazartesi, Aralık 02, 2013

Çocuklar için Boyama Sayfaları

Çocuklar için bir kaç boyama sayfası. Resimleri direk tarayıcı üzerinden yazdırabilirsiniz...