İlimizde şu an iki temsilcisi kalmış bulunan (Ali TOKYAY ve Ömer ŞEN) el sanatlarından birisi de otomobil çağı öncesinin en popüler el sanatı olan koşumculuktur.
Taşımacılık için tamamen at arabalarının kullanıldığı zamanlarda hayvanları arabaya bağlamak (koşmak) için koşum takımları yapılıyordu. Koşumlar sadece bir ihtiyacı karşılayan eşya olmaktan öte zarif birer el sanatı ürünüydüler.
Koşum takımı şu parçalardan oluşuyordu: Atların başına takılan “başlık”, boynuna takılan ve esas yükü kavrayan "hamut", sırtı birkaç yerden saran "paldum", atın sırtının tam ortasını bir miktar örten "belleme", ağza takılan ve bir ucu da sürücünün elinde olan "gem-dizgin-terbiye", ayrıca hamuttan arabaya uzanan, arabayı çeken "yan kayışı". Koşum takımında ağırlıklı olarak manda (camız) derisi, dikiş için yine deriden yapılan parçalar kullanılır, takımın kimi yerlerine metal parçalar yerleştirilir. Koşum takımını süslemek için de gök(mavi) ve kırmızı boncuklar kullanılıyor. Boncuklar büyüklüğüne göre at boncuğu,dana boncuğu, kuzu boneuğu şeklinde isimlendiriliyor. Boncuk aralarına "gongurdak" denen küçük ziller de yerleştirilebiliyor.

Ilk koşum takimlarina MO 4 yy’da Mezopotamya’da rastlanmaktadir Günlük hayatinda ve meydana getirdigi uygarliklarda atin büyük yeri olan Türkler koşum takimlarini Orta Asya’dan beri kullanmaktaydilar Bugün koşumculuk, koşum hayvanlarinin önemini kaybetmesiyle birlikte kaybolmaya yüz tutan bir meslek haline gelmistir
0 yorum:
Yorum Gönder
Lütfen soru sormadan önce soracağınız konu ile ilgili olan yayınları okuyunuz...