.

Floransa Mozaik Sanatı

Taşın Sanata Dönüşümü.

Rölyef Sanatı

Kabartma ve doku deformasyon. Eskitme çalışması.

Resme giriş ve Karakalem

Resme giriş ve Karakalem Çizim Teknikleri hakkında bilinmesi gereken tüm önemli konular.

Öne Çıkan Yayın

Boya Fırçaları Çeşitleri ve Kullanımları

Bu konumuzda  fırça çeşitleri ve kullanımlarına yönelik küçük örnekler verdik.  Fırçaların kullanım şekillerini görmek için video...

Cumartesi, Ocak 21, 2017

Çinide Yeni Bir Yorum - Ebruli Çiniler

Çini üzeri Ebru çalışması nedir, nasıl yapılır? Ebru sanatının çini üzerinde uygulanması ve Ebu sanatına dair tarihi bir sanatsal yazı. Ebru sanatımızın çini ile buluşup başka bir form kazanması.


Çiniyle ebruyu birleştirerek uluslararası platformlarda ebruli çinileri yeni bir sanat yorumu olarak tanıtan değerli sanatçı ve akademisyen Şemsettin Dağlı, “Daha dünekadar bir yan sanat kolu olarak karşımıza çıkan Türk ebrusu, Türk çinisine hayat veren malzemelerle bambaşka bir formda ve nitelikte, bir sanat değeri olarak kültür ve sanat ürünlerimiz arasında en saygın yerini alacaktır.” diyor… İslam felsefesi etkisinde asırlardır özümlenen Türk zevki, estetik yargısı ve sempatisinin doğal bir sonucu olarak karşımıza çıkan, geleneksel sanatlarımızın özgün bir şubesi Türk çini sanatımızı değerlendirirken geçmişten aldığımız bedii zevkleri, yine bir Türk sanatı olan, Batının da bir Türk sanatı olarak kabullenip “Turkish papier” (Türk kâğıdı), “Turkish Marmor papier” (Türk mermer kâğıdı) olarak isimlendirdiği ebru sanatımızla bütünleştirmenin adıdır ebruli çiniler… Bu iki muhteşem sanatımızın birlikteliğinden oluşan yeni bir sentezi, yeni bir soluk olarak sunumu çıkan Türk ebruli çinilerini belli bir norma oturtup savunmak, gelenekselliği tahrip etmeden zengin bir çeşniye yeni bir sanat şubesi katarak sanatımızın evrensel boyutlarını genişletmek ve bu doğrultuda ilk kez karşılaşılan ebrulu çinilerin uluslararası platformlarda sunuma ulaştırmaktır amacımız… İslam sanatlarında, resim yasağının gereğince anlaşılamaması, figürün belli formlarda kullanılması ya da mekruh sayılması İslam sanatçısını soyuta mücerret olana yönelmiştir. Bu felsefenin etkisiyle gelişen İslam sanatları; minyatür hat, tezhip, çini, ebru daha ziyade soyut ve bazı şubelerde de birim tekrarına giden bir forma bürünmüşlerdir. Diğer geleneksel sanatlarımız halı, kilim örgüleri, taş tezyinatı, ağaç oymacılığı (kündekari), sedefkarlık, ciltçilik gibi bu felsefenin ışığında gelişen birbiriyle benzeşen yalnızca farklı karakterlerde üsluplandırılmış örneklerle doludur. Yazımızda bu şubelerde en yenisi olan ebrulu çinileri görsel örnekleri ile birlikte ortaya koyacağız. Görsel örneklerde kendi çalışmalarımızdan oluşan değişik türlerde ebrulu çiniler bulunmaktadır. Renkli ve cilalı sırla kaplanmış pişmiş topraklara fayans kelimesinin karşılığı olan çini (çini işi) adı verilir. Aslında bu yanlış anlaşılmadan dolayı vaktinde çini porseleni anlamına gelen deyimin yanlış kullanımı sonucu yerleştirmiştir.(Bakır 1999- s 10) Bu porselenlere “imparatoruna ait” anlamından “fağfuru” denilmekteydi.(Arseven 1973 s 50 ) İslam sanatı içinde önemli bir yer tutan Türk çini ve seramik sanatının geçmişi, 8-9. yy’da Uygurlara kadar dayandırılmaktadır. İran’ın Moğollarca istilası sonucu çok sayıda bilim ve sanat adamının Selçuklulara sığınmalarına neden olmuş ve bu sanatçılar çininin Selçuklu Türklerinde gelişmesine yardımcı olmuştur. ( Arseven 1973 s 50 ) Anadolu Selçukluları’nda ilk kullanılan teknik, Selçukluların çini sanatımıza hediyesi olan mozaik tekniğidir. (Arseven 1973 s 243 ) Bu özellikle mimari komplekslerin iç kesimlerinde kubbe ve tabanlarda bolca kullanılmıştır. 13 yy. ortalarında Moğol akınlarıyla sarsılan Selçuklular, Türkistan, Azerbaycan ve Horasan’dan Anadolu’ya göçen Türk geleneklerini güçlendirdi. Sanat ve köklerde yeni bir canlanma başladı. ( Öney 1995 s 77) İslam çini sanatını ilk büyük aşaması Anadolu Selçuklu mimarisinde görülür. Cami, mescit, medreseler minarelerinde firuze ve mor renkli sırlı tuğlalar sırsız tuğlalarla çok değişik komposizyonlar bilezikler oluşturur. ( Öney 1995 s 83 ) Selçuklu mozaik çini tekniğiyle renkli sır tekniğini birleşmesiyle Osmanlı çinilerine bir başlangıç olmuştur. (Aslanapa 1989 s 322) İlk zamanlarda çini bir duvar kaplaması olarak kullanılmaktaydı. Selçuklularda bu daha çok mozaik formunda görülmektedir. Daha çok geometrik bir süsleme oluşturmaktadır. Konya Karatay sırçalı medrese Alâeddin camisinde güzel örnekleri bulunmaktadır. ( Arseven 1973 s 243)
İslam çini sanatımıza genel anlamda baktığımız zaman, çininin mimari ile bütünlük arz ettiği görülmektedir. Mimaride bir bezeme unsuru olarak karşımıza çıkan çini ile gündelik kullanımda seramik olarak karşılaşmaktayız. Türk Çini sanatında cami, türbe gibi mimarinin dışındaki sivil mimaride de minai, sıraltı ve lüster ( perdah) gibi farklı tekniklerle de karşılaşmaktayız. Genelde yapıların iç ve dış alanlarında bir kaplama malzemesi olarak kullanılan çini; pişmiş toprak, kare, yıldız, çokgen formunda görülen, yüzeyi renkli ya da saydam olabilen bir maddedir. Bunun dışında Selçuklu ve Osmanlı da kullanım eşyaları olarak da kullanılmıştır. Bu kaplara Osmanlı’da “ kaşı” seramik eşyalara “evani” denilmektedir (Yetkin 1984) Mimaride ilk kez MÖ 3000 yıllarında mısır piramitlerinde (sakkara piramidi) görülen çiniyi (Öney 1987) seramik formunda daha ileriki tarihlere götürmek mümkündür. Çini ve seramikte bezeme, genelde sır denilen ve camı andıran ince bir tabaka ile elde edilir. (Demiriz 1982) Sır bir tür bezeme olduğu kadar, aynı zamanda yalıtkanlığı sağlayarak geçirgenliğe önleyen koruyucu bir madde olarak karşımıza çıkar. Anadolu çini sanatında gözlemlediğimiz örnekler, ilk dönemlerde çoğunlukla renkli sırlı olarak karşımıza çıkmaktadır. Lüster ve minai tekniğindeki örneklerde de görülmesine karşılık, sır altı tekniği ile ilgili çiniler, Osmanlılarla birlikte daha fazla görülmektedir. Sır altı tekniğinde; yüzeyi örten, alttaki rengi ortaya çıkaran koruyucu bir tabaka olarak kullanılır renksiz ve saydamdır. Anadolu’da Türk süsleme sanatları ve mimari, İslam sanatları kapsamında bakıldığı zamanda son derece güzel örneklerle doludur. Özellikle çini - seramik; alanlarında döneminin en belirgin üslup ve örneklerini sunmuştur. Selçuklu dönemi çini, özellikle mimari konstrüksiyona uyarlanan çiniye karşılık seramik buluntuları pek yoktur. En azından günümüze kadar rastlanmamıştır. Bu alanda bulunanlar ise Beyşehir Kubadabad sarayı, Karahisar, Adıyaman’da Samsat, Keban ve Atatürk Barajı gölleri altında kalan bölümde ele geçen vazo, sürahi, tabak, kâse ve benzeri eşyalardan oluşan, kırmızı gri ve gevşek hamurlu seramiklerdir. Kubadabat Sarayı’ndaki çinilerinde görülen dikkat çeken en önemli özellik kuşkusuz üzerlerindeki figüratif zenginlikleridir. Osmanlılardan gelişmeye başlayan bu sanat çini panolar şeklinde gelişmiş, koyu mavi, firuze, yeşil ve domates kırmızısı gibi renklerin hâkimiyetine girmiş daha ziyade mimari yapıtların iç kısımlarının dizaynında yer almıştır. (Önder 1977 s 106 ) Osmanlı döneminde 1320’de Bursa’nın fethiyle çiniye duyulan ihtiyaç artmış Bursa, İznik ve Kütahya’da ham maddeye yataklarını bulunması sonucu çini atölyeleri birbiri ardına açılmıştır. ( Koçer 1997 s 73) Osmanlı çinisi seramikleri 14. yy.’dan itibaren değişik türde kaliteli örneklere İslam sanatının ihtişam ve zarafetini yansıtmıştır.(Öney 1987 ) İlk Osmanlı seramiklerinin İznik’te 14.yy. ortalarıyla 15.yy. başlarında yapıldığı bilinmektedir. Kütahya’da ilk Osmanlı seramiklerinin bu tarihleri arasında yapıldığı görülmektedir. İlk Osmanlı çinilerinin de İznik ve Kütahya’da yapıldığı söylenebilir. (Sümer 334) Osmanlılarda seramik merkezi İznik’tir. Bu dönemde ilişkin olarak bulunan parçalar çukur tabakalar ve kâseler olarak görülür yine bu döneme ait örnek olarak vazo ve sürahiye pek rastlanamamıştır. ( Demiriz 1982) Bu yüzyıllarda büyük gelişme gösteren Osmanlı çini ve seramikleri imparatorluğunda gücü ve zenginliği nispetinde zirveye çıkmıştır. Geçmişi Asya’ya dayanan Anadolu’da gelişim gösteren çini sanatı teknik ve estetik açıdan Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde farklı iki üslup geliştirmiştir.16. yy. ile 17. yy. ilk yarısında en önemli ürünleri sunan çini sanatı daha sonra bu özelliğini yitirdi. (Boy 1997 s 331) 17. yy. ortalarına kadar mükemmel bir üretimin sürdürüldüğünü biliyoruz ama ne var ki 17. yy. ikinci yarısından sonra imparatorluğun durumu ile paralel olarak çini ve diğer sanatlarda gerileme ve yozlaşma başladı. Çininin ana renkleri solmaya ve başkalaşmaya desenler deformasyona uğramaya başladı. Yine aynı dönemde İznik’in önemini kaybetmesinin ardından 16. yy. da yeni bir çini merkezi olarak Kütahya gözlenmektedir. Aslında Kütahya’nın İznik ile birlikte 14. yy.’da çini üretmeye başladığı bilinse de sürekli İznik’in yanında ikinci planda kalmıştır. Sultan III. Ahmet döneminde Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın da gayretleriyle İznik’e bir ferman gönderilip İstanbul’a kurulacak atölye için, malzemeler, usta, fırın planları gönderilmesi emredilmiş (Öney 1995) ve muhtemelen İstanbul Eyüp’te Tekfur Sarayı denilen alanda bir atölye kurulmuştur. (1724-1725) Burası ile ilgili en erken örnek ise, Cezeri Kasımpaşa Camii mihrabında görülmektedir. Yine bu üretim oldukça kısa sürmüş, türlü nedenlerden dolayı bir müddet sonra bu atölyede dağılmıştır. Klasik Osmanlı Döneminde çinicilikte kullanılan ev süslemeleri, desenler, çok başarılı kompozisyonlar uygulanmıştır. Bunlar Lale, karanfil, gonca gül, menekşe, sümbül, narçiçeği, şakayık, bahar dalları, üzümer, çiçekler, madolyanlar, arabeskle süslü yazılar, (Öney 1987) kısacası tezhipteki süsleme unsurları mermer taklidi benekler görünmesine rağmen konumuz olan ebrulu çini örneklerine rastlanılmıştır.




Ebrulu Çiniler

Tarihsel süreç içerisinde tüm bu gelişim çizgilerine bakıldığı zaman, geleneksel tavırla Türk zevki ve estetiğini birlikteliğinde organize olan Türk çini sanatının, özgün karakteri içerisinde alaylı diye tabir ettiğimiz usta- çırak ilişkisi ile günümüze kadar geldiği görülmektedir. Kubadabad’dan İznik’e, Kütahya’ya ve günümüzde çini şekilleniyor. Halk örgeleri ve geleneksellik bütünleşiyor. Çinideki motifler tezhipte, ebruda farklı malzemelerde birleşiyor. Farsçada “ebri” bulutumsu, eski Türkçede “ab-ru” su yüzü, birincisinde üzerinde bulutu andıran görüntüler, ikincisinde ise su yüzeyindeki boyaların görünümü; isim ne olursa olsun, Batının da nasılsa kabullendiği “Turkish Marmor Papier”, Türk mermer kâğıdı, su üzerindeki boyaların kâğıda alınması, kâğıt üzerinde mermerimsi hoş görünümler elde edilmesi sanatıdır. 9 yy.’da Orta Asya içlerine kadar uzanan bu sanatın ilk defa kim tarafından, nerede ve nasıl bulunduğu bilinmez ama sonrası kesin ki gelişimini yine aynı yüzyıllarda Türk sanatçısının elinde göstermiştir. Günümüzde müze ve kütüphanelerde bulunan el yazması kitaplar ve belgelerde ise konuya ilişkin herhangi bir bilgiye, bulguya rastlanılmamıştır. Konuyla ilgili olarak 9. yy.’da hatta bu sanatın yapıldığına ilişkin görüşler bulunmaktadır. Yine aynı dönemde Uygur Türklerinin kâğıt ve boyayı bilmeleri 4-5 çeşit renkli minyatür yapabilmeleri de düşündürücüdür (Hep gül 1990: 58). 8. yy.’da Çin’de Liu Sha Shien, 7. yy.’dan itibaren de Japonya’da benzer tekniklerde yapılan bazı çalışmaların bulunması, (Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi 10.c 1994: 80) sonraki yüzyıllarda Çağatay Türklerinde “ebre” ismiyle Türkistan’da ortaya çıkan ebru sanatının, tarihsel gelişim süreci içerisinde bize bazı önemli fikirler sunmaktadır. Bu bilgiler ışığında ebrunun Doğuda şekillenmiş bir sanat dalı olduğu söylenebilir.

Bu sanat Anadolu’ya, Türklerin eski vatanından İpek Yolu ile gelmiş, Türkistan’da Buhara’da yola çıkmış, İran üzerinden adını da beraber alarak Anadolu’ya yerleşmiştir. (Yazan 1986: 41) İlk kez 16. yy.da şekillenmeye, belli formları aramaya başlanmıştır. Ebruda malzeme nedense hep kâğıt olarak kullanılmış son yıllara kadar bu böyle devam etmiş, yüzyılımıza kadar diğer kitap sanatları, ciltçilik, tezhip, minyatür, hat sanatının bir yardımcısı olarak görünüşe ulaşan bunlardan herhangi biri olmazsa olmaz olan bu sanat kendi kimliğine 20. yy.’ın büyük sanatçısı Mustafa Düzgünman’la erişmiş, duvarlara sanat eseri olarak asılan bir tablo halini almıştır. Türk ebrusunda çiçekli ebrular M. Düzgünman’dan sonra şekillenmiş; tezhipte, çinide kullanılan tüm çiçekler Türk ebrusunda kullanılmıştır. Kâğıdın dışında cam, fayans, kumaş, ağaç ve diğer malzemeler üzerinde denenen ebru birkaç ustanın dışında çini bisküvi üzerinde pek denenmemiş ya da üzerinde durulmayarak geçiştirilmiştir. Geleneksel tavır içinde ortaya çıkan tüm diğer sanat şubelerinde olduğu gibi ebru ve bisküvinin, hammaddenin birlikteliği ve çiniyle bütünleşmesi; sanatta yeni anlayışlara giden ve gelişmenin paralelinde olan Türk sanatı ve sanatçısının hedefi neden olmasın. Tarihsel süreç içerisinde bizden öncekilerin bıraktıkları mirası geliştirerek sonraki nesile neden farklı sunumlarla kültürel bir sentez içinde aktarmayalım… Sanat olarak bir hat eseri ebrusuz ve tezhipsiz bir yalınlık ifade edebiliyor, çiniye ait bir motifi yine bir cilt olarak görebiliyoruz. Bir tezhibi bir çini üzerinde görebiliyorsak bir ebruyu bir çinide neden görmeyelim. Ateşte açan çiçekler; çinide boyalar fırında pişerek nasıl doğal görünümleri dışında bir görünüme bürünüyorsa aynı olay ebrulu çinilerde de gerçekleşmektedir. Farklılık tekniklerdedir. Çini bezemeler fırça ve tahrir, ebru ise bir süs sanatıdır. Yöntem ne olursa olsun ikisine de hüviyetini veren ateş ve fırındır. Çinide kullanılan tüm renkler ve boyalar ebrulu çinilerde de kullanılmaktadır. Aynı süsleme, karşımıza farklı karakterlerde, bazen lekeci (taşist) bir anlayışla, bazen salımsı karmaşık, bazen transparan, bazen de figüratif bitkisel bir bezeme olarak çıkabiliyor. Klasik Türk çinisinin dışında yine bir Türk sanatı olan ebruyu farklı yöntemlerle tanıtarak bu sanatımızın karakteristik yapısını, çini karolar, bisküviye nakşederek, çininin kullanım alanlarıyla bağdaştırmak. Ebrulu çiniler diğer sanat şubelerimiz gibi Türk zevkinin bir örneği olarak değişik malzeme ve biçimlerde somutlaştırarak özgün yerini almalıdır. Daha düne kadar bir yan sanat kolu olarak karşımıza çıkan Türk ebrusu, Türk çinisine hayat veren malzemelerle bambaşka bir formda ve nitelikte bir sanat değeri olarak kültür ve sanat ürünlerimiz arasında saygın yerini alacaktır. Çağdaş bir yorumlama ile bazen bir masa üzerinde, bazen duvarlarımıza astığımız bir tabak formunda, bazen vazolarımızda bir defalık bir prosesle gerçekleştirilen ve bazen yeni bir sanat eseri olma niteliğiyle motif ve renk kompozisyonu müthiş bir çizgi zenginliği ebrulu çiniler… Dileğimiz geleneksel formda soyut çizgilerle görünüşe ulaşan ebrulu çinilerin sanat tarihimizde yerini alarak batı plastik sanatlar içerisinde yeni bir yorumlama olarak özgünlüğünü bulması, tıpkı battal ve taraklı ebruda olduğu gibi soyut lirizmle çağdaş batı sanatlarına öncülük teşkil etmesidir.



Yazı: Yrd. Doç. Şemsettin DAĞLI

KAYNAKÇA  Celal Esat, Türk Sanatı, Cem Yayınevi, İstanbul, 1973 ASLANAPA Oktay, Türk Sanatı, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1989 BAKIR Sitare Turan , İznik Çinileri ve Gülbekyan Koleksiyonu, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları 1999 BOY Safiye, Geleneksel çini sanatı verilerinin günümüz sanatının değişen koşullar içinde değerlendirilmesi, “ Türkiye’de El Sanatları Geleneği ve Çağdaş Sanatlar İçindeki Yeri” Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1997 DEMİRİZ Yıldız, “Anadolu Türk Sanatında Süsleme ve Küçük Sanatlar, (Çini ve seramik maddesi )”, Görsel Anadolu Uygarlıkları Ansiklopedisi, İstanbul 1982 HEPGÜL Nusret, “Boya ile Kağıdın Sudaki Aşkı”, Vip Mecmuası, Sayı:13 Temmuz 1990. KOÇER Mehmet, Türk Çini Sanatının Dünü Bugünü Yarını, El Sanatları Dergisi Sayı 1, Türk El Sanatlarının Dünü Bugünü Yarını Sempozyumu Tebliğleri, ( 4 Nisan 1994) Konya 1997 ÖNEY Gönül, İslam Mimarisinde Çini, Ada Yayınları, İzmir 1987 ÖNEY Gönül, “Çini ve Seramik Maddesi” Geleneksel Türk Sanatları, Haz. Mehmet Özel, Kültür Bakanlığı Yayınları, İstanbul 1995 ÖNEY Gönül , Geleneksel Türk Sanatları (Hazırlayan: Mehmet ÖZEL), Kültür Bakanlığı Yayınları, İstanbul, 1995 ÖNDER Mehmet , Selçuklu Devri Kubatabat Sarayı Çini Süslemeleri, Kültür ve Sanat, Kültür Bakanlığı Yayınları, Sayı 5, İstanbul, Ocak 1977 SÜMER Güner , Kütahya Çinisi ve Günümüzdeki Durumu, “ Türkiye’de El Sanatları Geleneği ve Çağdaş Sanatlar İçindeki Yeri” Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1997 YAZAR Işık, “Ebru Sanatı”, Antika Sayı: 14 Mayıs 1986. YETKİN Suat Kemal, İslam Ülkelerinde Sanat, Cem Yayınları, İstanbul 1984


Pazartesi, Ocak 16, 2017

3 Boyutlu Resim - Goldfish Painting



Goldfish Painting nedir, nasıl yapılır. Goldfish Painting malzemeleri nelerdir gibi konuları kısaca
anlatmaya çalışacağım.

Geçmişi 200 yıl öncesine kadar giden bu son derece güzel 3 boyutlu resim tekniği Goldfish Painting  aslında oldukça basit bir yöntem ile yapılıyor. Zahmetli olan tek bir kısmı var o da işlemin belirli bir süre gerektirmesi.

Goldfish Painting tekniği için gerekli olan malzemeler:

  1. Yeterli derinlikte bir adet tepsi veya leğen. (Küçük çalışmaları için küçük bir kap.)
  2. Akrilik boya ve fırçalar.
  3. Yeteri kadar "Şeffaf Epoxy reçine".

Goldfish Painting yapımı:

Kullanacağımız tepsi düz bir zeminde olmalı ve yüzeyine az bir miktar reçine döküp kuruması için 1 gün bekletiyoruz.
Kuruyan reçinenin üzerine resmimizi yapmaya başlıyoruz. Burada dikkat edilmesi gereken, izlenmesi gereken yol çok basittir. Resmi katmanlar halinde yapacağımız için en alttaki katmandan başlıyoruz. Yani balık resmi yaptığımızı düşünerek anlatıyorum veya ne resmetmek istiyorsak o da olabilir. İlk önce cismin gölgesini yapıyoruz ve bir kat reçine döküp kurumaya bırakıyoruz.
Daha sonra kuruyan reçinenin üzerine gölge ile uyumlu bir noktaya balığın gövdesini  yapıyoruz. Reçine döküp 1 gün kurumaya bırakıyoruz.
Sonrasında işlem hep aynıdır. Bir kat resim, 1 kat reçine, 1 gün kuruma şeklinde.
Balığın 3 boyutlu yani canlı bir nesne gibi görünebilmesi için, her katmanını yaparken üstteki katmanı alttakine göre bir miktar küçük yapıyoruz. Balığın anatomisine göre. Bu şekilde katmanları küçülterek ve her katman arasına reçine dökerek balığın 3 boyutlu halini resmetmiş oluyoruz.

Bütün katmanları bittikten sonra son bir kalın kat reçine döküp kuruması için bekledikten sonra kalıbımızı ters çevirip çalışmamızı kalıp dışına alabiliriz. Eğer üst yüzeyde dalgalanma olmuş ise zımpara ile düzeltebilirsiniz. Zımpara dan sonra polisaj motoru ile parlatma yapabilirsiniz.

Kullanım alanları:

Dekoratif olarak her yerde kullanılabilir. İster minik boylarda süs eşyası olarak, ister devasa boyutlarda masa üzeri kaplamaları veya sehpa üzeri kaplamalar gibi...

3 Boyutlu Resim Goldfish Painting videoları:









Cumartesi, Ocak 07, 2017

Yastık


Şüphesiz ki yastık Türklerin elinde sanatsal bir değer kazanmıştır. Maharetli Türk kızları başta çeyizleri olmak üzere, gece uyurken  ve günlük hayatta kullanacakları yastıkları elleriyle işleyip süslüyorlardı. Bu süsleme kimi zaman  Türk işi, Dantel vb. gibi teknikle yastık kumaşını süslüyor, kimi zaman ise kenarlıklarını tığ işi, kanaviçelerle ile süslüyordu.
Hatta yırtılmış veya herhangi bir sebeple arta kalan parçalardan Kırk-yama denilen süsleme işini yastık üzerinde de kullanmışlardır.

Tarihçesi:
Yastık ilk önceler maddi durumu iyi olanlar tarafından kullanılmış ve Eski Mısır mezarlarında sıklıkla  rastlanmıştır. Mısırlılar rahat etmek için kafalarını koyacakları yastıkları taştan yapmışlar. Daha sonraları  çeşitli boyalar ve dikiş teknikleri, yastıkların zaman içerisinde gelişimi bir sanat formu haline dönmüş ve yüksek dekoratif ve konforlu yastıklar üretilmeye başlanmıştır. ilk olarak Çin'de daha sonra Ortaçağ Avrupa'da ödül alma yolunda ilerlemiştir. Sanayi Devrimi ile beraber dekoratif yastık seri üretim haline geçmiştir.

İlk zamanlar Çin'de yastıklar genellikle taş, ahşap, metal veya doldurulmuş kumaş yerine porselenden yapılmıştır. Çin’in doğusundaki Shandong eyaletine bağlı Zibo bölgesi, Çin’in önemli porselen üretim merkezlerinden biridir.  Resimde görülen, Çin’in kuzeyindeki Hebei ve Shandong eyaletlerinde yaygın olarak kullanılan kedi şeklindeki porselen yastıkların bir örneğidir.

Porselen yastıklar, eskiden Çinlilerin sık sık kullandıkları bir yastık türüdür. Aynı zamanda porselen yastıklar, gelinlerin çeyizleri arasında da yer alır. Ayrıca çocuklar için “Uzun Ömür Yastığı" yazılı porselen yastıklar ve evleri kötülüklerden koruduğuna inanılan porselen yastıklar da var. Tang ve Song hanedanları (7.yy-13.yy) döneminde üç renkli porselen yastıklar da üretilmişti.










Dolak


Tozluk yerine kullanılan ve ayak bileğinden dize değin dolanan, ensiz ve uzun, yün kumaş parçası.

Cuma, Ocak 06, 2017

Evde Pipo Yapımı

Kendi Piponu Kendin Yap









Merhaba arkadaşlar...

Bir süredir amatör  olarak uğraştığım hobim olan pipo imalatı hakkında  gelen yoğun sorular nedeni başta olmak üzere ve internette pipo imalatı süreci hakkında pek fazla Türkçe kaynak, görselli anlatım olmamasından dolayı bu konu altında; sıfırdan başlayarak bitişe kadar, içime uygun nitelikte bir piponun imalat sürecini, minimum alet edevat ile evde tek başına nasıl yapılabileceğini kendimce bol resimli olarak anlatmaya, açıklamaya çalışacağım.



Ben pipo ustası değilim, satış  amaçlı pipo yapmıyorum, sadece hobi olarak ilgileniyorum, yaparken de oldukça keyif alıyorum. Bu işi profesyonel düzeyde, ticari amaçlı yapan çok başarılı Türk ustalarımız var, yaptıkları işleri taktir ile karşılıyorum. Evde pipo yapmak ustaların yaptığı pipolarla asla bir olamaz. Bizim amacımız boş zamanımızı sevdiğimiz, zevk aldığımız bir hobi ile doldurmak hepsi bu...



Yalnız başlamadan hatırlatmak isterim ki tornasız pipo yapmaya kalkışmak ilk defa yapacak olan biri için biraz zahmetli olabilir. Minimum düzeyde de olsa alet edevata bir miktar para harcamanız gerekecek. (Mesela yukarıda resimdeki aletlerin toplam fiyatı 600TL civarında ve ben onları tam bir sene içinde yavaş yavaş topladım. Masada pek bir şey yok ama, matkap ile Dremel ikiyüzer lira olduğu için toplamda 600 lira yapıyor.)

Malum, her şeyin ilki zordur derler. Hele ki daha önceden elinize alet edevat alıp kullanmamış biriyseniz bu iş sizi başlangıçta zorlayabilir. Ama bu demek değildir ki yapamazsınız. Ustamın dediği gibi "azmin elinden ne kurtulmuş ki pipo kurtulsun" azimle uğraşır, çaba sarf ederseniz ortaya güzel projeler çıkartabilirsiniz.



Burada anlatılan ve kullanılan aletlerle pipo yapmak, tornadan çıkmış bir pipo kadar estetik sonuçlar vermeyebilir. Çabalarsanız çok güzel, yaklaşık sonuçlar elde edebileceğinize inanıyorum.

El işi ile uğraşmak sabır gerektirir, acele ile yapılan işler asla tatmin edici sonuçlar vermez. Bu yüzden acele etmeden, dikkatli bir şekilde hareket etmenizi öneririm.


Bu sayfada anlatılanların tamamını okumadan önce, aşağıda verdiğim bağlantılardan gerekli doyurucu bilgileri edinmenizi şiddetle tavsiye ederim çünkü daha önce anlatılan bir şeyi tekrardan burada anlatmayı düşünmüyorum.



Malzeme tedariki konusunda baştan anlaşalım; BU KONUDA SORU SORMAYINIZ.

Aşağıda malzemeleri nasıl temin edebileceğinizi satır aralarında anlattım. Bu konuyla ilgili özel mesaj göndermeyin.

Genel olarak soru sormak isterseniz sayfanın en altındaki mesaj bölümünü kullanınız. Elimden geldiği kadar cevaplamaya çalışacağım.



Bu konu biraz uzun olacak ve konuyu tek bir sayfa altında anlatacağım. Bu işin meraklısıysanız sıkılmayacağınızı tahmin ediyorum ve buyrun pipo yapmaya başlıyoruz...
Pipo imalatı ile ilgili bulabileceğiniz Türkçe kaynaklar maalesef yukarıdakilerle sınırlıdır.


Her ne kadar biz torna ile yapmayacak olsak da aşağıdaki videoyu işlem sıralamasını öğrenmek için izlemenizi tavsiye ederim. Bir piponun başından sonuna kadar olan tüm aşamalarını görmüş olursunuz. Bu eleman fazladan ağızlığın içini de cilalıyor, bunu yapmanıza gerçekten hiç gerek yok.





Arkadaşlar şimdi önünüzde bir kaç seçeneğiniz var;  hiç bu işlere bulaşmadan para vererek,  tercihen Türk ustalarımızın yapmış olduğu ve beğendiğiniz pipoları satın alabilirsiniz-ki burada olduğunuza göre amacınız bu değil, kendinize bir hobi edinmek veya ucuz yollu bir pipo yapmak istiyorsunuz. O zaman üç seçeneğiniz var.

Birincisi; en azında eliniz alışana kadar resimdeki gibi, delikleri açılmış, ağızlığı takılmış bir pipo hobi kit alabilir ve sadece şekil  verme kısmı, boya ve cila aşamalarını kendiniz yaparsınız. En kolayı budur. Fazla alet edevat gerekmez. Sadece şekil vermeye yarayan araçlar kullanmanız yeterli olacaktır. Bazı tanıdığım bildiğim arkadaşlar bu yöntemi tercih ediyorlar. Başlangıç için en mantıklı seçim bu olabilir. Yinede tercih sizin. Bu hobi kitlerin fiyatı ağacın kalitesine göre yurt içinde 100-150 liradan başlıyor. (pipomarket)

Şu adresten daha ucuza ağızlıksız olarak da temin edilebiliyor: http://vermontfreehand.com/product/beginner-pipe-kit/ veya daha uygun nereden bulabiliyorsanız oradan alabilirsiniz.



Resimdeki ağacı şekillendirmek içinde birkaç seçeneğiniz var.

İlk piposunu bildiğin 5 liralık maket bıçağı ile şekillendiren biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim-ki resimdeki pipoyu bıçakla veya eğe ile de şekillendirebilirsiniz. Zımparanın da gücünü hafife almamak lazım. :D Tabi bu biraz yorucu ve çok zahmetli olacaktır. Bunun yerine uygun uçlarla birlikte Dremel el motoru da kullanabilirsiniz. 5 - 6mm freze-gravür, çapak alma uçları içinizi görecektir. Dremelin zımpara uçlarınında çok yardımı olacaktır.



İkincisi; hazır ağızlıklar satın alıp, piponun ağaç kısmının deliklerini ve diğer işlemleri kendiniz yaparsınız. Ağızlık imalatı ile uğraşmazsınız, çünkü tornasız ağızlık yapmak gerçekten zor bir iştir, incelik ve beceri ister.  Bu yöntemi de tercih eden arkadaşlar var. Hazır ağızlıkları bu adresten temin  edebilirsiniz:  http://vermontfreehand.com/stems/  ~ eBay dan da alabilirsiniz. Google'a buy tobacco pipe stems diye aratırsanız bir çok satıcıya ulaşabilirsiniz.

Ayrıca şu adresten tedarik edebilirsiniz:http://www.janzen-pfeifen.de/english/frameset.html



En kolayından delikleri açmak için bir matkaba ihtiyacınız olacaktır. Dremel kullanarak, oyma yöntemi ile de çanağın içini  delersiniz, bu biraz daha zordur, uğraştırır. İlk el yapımı pipomun deliklerini dremel 25 parça set ile beraber gelen 3mm gravür ucu ve dremel matkap uçları ile delmiştim. Biraz zorlandım ve tornadan çıkmış gibi estetik görünmüyordu ama delmiştim nihayetinde. :)  (Bu benim için büyük bir başarıydı çünkü ilk defa böyle bir şey yapmıştım ve ilk denemede olumlu sonuç almıştım.)

Eğer gereken hassasiyet ve dikkat gösterilirse çok daha düzgün yapılabilirdi... Sonradan matkap aldım ve zahmetsizce delikleri çok rahat açabiliyorum ve çanağa 20mm kaşık uç ile dikey tek delik girildiği için estetik bozukluklar da olmuyor.

Üçüncüsü; ağızlık dahil her şeyi kendiniz yaparsınız-ki en zor olanı budur ve kendinizi ciddi manada bir uğraşın içine sokmuş olursunuz. :D Eğer bu zorluğu aşabileceğinizi düşünmüyorsanız. Bir veya ikinci seçenekleri tekrar gözden geçirmemenizde fayda olabilir :) 

Biz bu sayfada üçüncü seçeneği, yani sıfırdan piponun her şeyini evde, yardım almadan, minimum alet edevatla nasıl yapabileceğimiz üzerinde duracağız.


Lafı fazla uzatmadan hemen başlayalım. Bol resimli bir anlatım olacak. Resimdeki aletlerin nerede ne için kullanılacağını anlatacağım. Konu biraz dağınık olabilir, parçaları siz bir araya getireceksiniz. Ben burada sadece pipo yaparken izlediğim yolu ve kullandığım alet ve malzemeleri anlatacağım. Sizi aynı veya daha iyi bir sonuca ulaştıracağını düşündünüz başka alet ve malzemeleri kullanmak size kalmış.



Kullandığınız kesici, delici aletlerin dikkatsiz kullanımında size verebileceği hasarı aklınızdan çıkarmamanız konusunda uyarıyorum. Yani dikkatli olun, kendinize zarar vermeyin.

Hobi olarak pipo yapacakken, bir anda size en yakın hastanenin acil servisinde, bir yerinize dikiş atılırken bulmayın kendinizi, diye söylüyorum. xD 


PİPO İMALATI


Malzemeler, Alet ve Edevatlar


Ağaç: Tercihen Briar adı ile meşhur pipo içmeye en müsait olan kök ağaç veya alternatif ağaçlar konusundaki herhangi bir ağaç. Tercih sizin.



El alıştırmak için işlemesi kolay yumuşak ağaçlarla da denemeler yapabilirsiniz.

Briar çok sert ve işlemesi nispeten zor bir kök ağaçtır. Denediğim farklı ağaçlar; Ahlat ve Kayın. Hatta ilk denediğim Kayın ağacıydı ve çok sert, işlemesi çok güç bir ağaçtı ve ben onu bildiğiniz maket bıçağı ile şekillendirip, ellerimde nasırlar oluşmasına sebep olmuştum :P siz öyle yapmayın..


Briar kullanırsanız bu kesinlikle kaynatılmış, kurutulmuş, işlenmeye hazır halde olacaktır. Hemen önce delikleri açıp sonra işlemeye başlayabilirsiniz..

Fakat sadece el alıştırmak için değilde arada içerim diye faklı ağaçlar kullanırsanız bu ağaçların deliklerini açmadan önce, alttaki takoz görünümündeyken kaynatmanız gerekecektir. Kaynatmak dediğim bildiğiniz tencereye su koyup pişirmek şeklinde olacaktır. En az 4-5 saat kaynatıp ağaç bütün öz suyunu dışarı atması ve sonrasında doğal olarak gölgede (ilk 24 saat üstü bezle örtülü) kendi kendine kurumaya bırakılması gerekli. Bu uzun sürecek bir işlemdir. Ağacın tamamen kuruması mevsim sıcaklığına bağlı olarak aylar sürebilir...

Kaynatmaz-sanız içerken ağacın öz suyu tütün tadına karışacak, tadını bozacak ve içim keyfinizi ciddi manada kaçıracaktır. (tecrübe ile sabit)

Doğal yoldan kurumaya bırakmayıp, güneşte veya fırınlama yöntemi ile hızlı kuruma yaparsanız, muhtemelen işlerken ağaç yarılacak, kırılacaktır veya işlemeden önce çatlaklar oluşacaktır.

Bu yüzden briar kullanmak en mantıklısı. Çok ucuz briar lar olduğu gibi çok pahalı olanları da var.

20 liradan 150+ euro ya kadar takoz briar bulmak mümkün. Bütçenize göre internetten veya tanıdığınız bir ustadan satın alabilirsiniz.






Ağızlık için tercihen Akrilik çubuk veya ebonit. Bu akrilik çubukları yukarıda verdiğim linklerden (internetten) sipariş vererek getirtebilirsiniz. Siyah olanını yurt içinde bulmak mümkün. Metre hesabı satılıyormuş, nerede satıldığını tam olarak bilmiyorum.




Tenon: Ağızlık yapımında işinizi çok kolaylaştıracaktır. Çapı 7mm filtresiz, iç çapı 9mm filtreli seçenekleriyle internetten satın alınabiliyor. 

Bir tarafını uygun uçla deldiğiniz(7mm tenon aldıysanız 7mm uçla delik açacaksınız) akrilik çubuğa, epoxy yapıştırıcı sürerek (tenonun tırtıklı tarafını) yerleştiriyor ve 5dk kadar kuruması\donması için sıkıştırıyoruz. Sonrasında 30dk kadar kendi halinde bırakıyoruz(bu süre içinde yapıştı mı, kurudu mu diye kontrol etmeye kalkmayın),  diğer tarafı da pipoya yine uygun uçla delip takıyoruz. 
Bu işlemleri ağızlığı şekillendirmeye başlamadan önce ve ağacın deliklerini açtıktan sonra yapıyoruz. Şekillendirmeye geçmeden önce ağızlığın pipoya tam uyup uymadığına bakıyoruz. Eğer delikleri yamuk yumuk açarsanız, bu estetik açıdan olumsuz sonuçlar doğuracak ve işinizi zorlaştıracak, düzeltmek için fazlada zaman ve çabaya, belkide malzeme israfına maal olacaktır.

7mm tenon

Epoxy Yapıştırıcı En küçük boyu bu. İki tane olarak satılıyor, ikisini aynı oranda birbirine; kullanacağınız kadar karıştırıyor sonra kullanıyorsunuz. Çok güçlü bir yapıştırıcıdır. Alırken üzerinde kullanım alanları kısmına dikkat edin, cam,plastik ve kuruma süresi 5dk yazıyor olduğundan emin olun. Birçok farklı türleri var bunun...



Japon yapıştırıcısı Bunu hani olur da piponun ağızlık girişini delerken istemeyerek bol deler ve ağızlığı taktığınızda çok gevşek durursa kullanırsınız. Kullanım şekli çok kolay sadece piponun ağızlık iç kısmına her tarafa eşit miktarda değecek çekilde sıkıyoruz, kuruması için bekliyoruz. Hepsi bu. 






Devir ayarlı darbesiz matkap


Matkabı delikleri açma, zımpara yapma, polisaj yani parlatma yapmak için çok amaçlı olarak  kullanacağız. Devir ayarlı matkaplar 200 liradan başlıyorlar. Kelepçeler ile masaya sabitleyeceğiz. Devirli olmazsa polisajda yakma riskiniz var çünkü sabit devirli olanlar çok hızlılar. Polisaj motorları 300 lira civarında, ayrıca zımpara içinde kullanılabiliyorlar.

Ben matkap tercih ettim çünkü hem evde bir matkap yoktu hemde zımpara ve polisaj ve delik açma konularında işimi görüyor ve devir ayarlı olduğu için vidalama içinde kullanılabiliyor. Bunun haricinde dolapçılardan çıkma çamaşır makinası moturu alıp onu polisaj motoru haline çevirebilirsiniz. Nasıl yapıldığı konumuz dışında olduğu için o konuya burada yer vermeyeceğim.




Kumpas

Bir adet kumpasa ihtiyacınız olacak. Eğer bütçeniz müsait ise dijital olanlarından almanızı öneririm. Normal olanlar 25, dijital olanları 60-80 lira civarında. Bu alet ölçüm yapmak için çok kullanışlı-faydalı. Bütçeniz müsait değilse kırtasiyeden alacağınız küçük boy bir cetvelde işinizi görecektir. Mesela çanağın içini herhangi bir şeyle ölçü alıp sonra onu cetvelle ölçebilirsiniz. :) 








Mini masa mengenesi

Alacağınız mengene 100 - 120mm den aşağı olmasın, sağa-sola dönenlerinden alırsanız daha bi kullanışlı olur. Ağacın fazlalıklarını kesmek, ağızlığın ve ağacın deliklerini açmak ve ağızlığa şekil vermek için tutaç olarak kullanacağız. 
Bendeki resimdekinin aynısı ve işimi görüyor. 25 liraya almıştım. 70mm






Testere

Benim yaptığım gibi;  kalas testeresi kullanmayın. :P 
Resimdeki gibi bir kıl testere, kullanım kolaylığı açısından daha faydalı olacaktır.





Model çizimi 

Çizimlerinizi önce kareli bir kağıda yapmanızda fayda var. 
Birebir ölçülerde çizim yaparak modelinizi kağıt üzerinde nasıl olacağına karar verebilirsiniz. Aşağıdaki gibi çizimler yaparak hem çizim ve tasarım kabiliyetinizi geliştirir, hemde piponuz için bir ön çalışma, projelendirme yapmış olursunuz. 
Çizdiğiniz modelin aynısını ağaç üzerinde çizmekte zorlanırsanız, makasla kağıdı; modelin kenarlarından keser ve ağacın üzerinde uygun yere getirerek yine kenarlarından çizgi geçebilirsiniz.  

Pipo da kullanılan standart ölçüler aşağıdaki gibidir. Fakat siz kendi modelinize göre bu ölçüler üzerinde oynamalar yapabilirsiniz. Mesela çanak için 20mm değilde belki 18mm delmek isteyebilirsiniz. 40mm dış genişlik değilde daha bir etli butlu bir pipo yapmak isteyebilirsiniz. Bu konu elinizdeki mevcut olan ağacın ölçüleriyle de yakından ilgilidir. Bu durumda, elinizdeki ağacın ölçülerine göre bir ölçü çıkartmak zorundasınız.  

Çanak içi ile dış duvar(Rim) kalınlığı en az 4,5-5mm olmalı, daha kalın olabilir ama daha ince olmaz.

Standart pipo ölçüleri

Pipo bölge isimleri












Delme işlemlerini aşağıdaki resimde görüldüğü gibi; ağacı mengeneye sıkıca sabitliyoruz ve yukarıdan 20mm kaşık uç ile deliğimizi açıyoruz. Bu işlem oldukça basit. 

Mesela 40mm derinlikte bir delik açılacaksa; kağıt bant ile ucun 40mm den öncesini bantlayabilirsiniz. Böylelikle ne kadar derine girdiğini gözleyebilirsiniz. Aynı işlem ağızlık tenon girişleri içinde geçerli.

Hava deliğini açarken çok dikkatli olmak durumundasınız. Çanağı deldikten sonra ikinci resimdeki; pozisyonunuzu çok iyi hesaplayıp, ayarlamanız gerekiyor. Çanağın içine ulaştığınızda delik çanağın dibiyle birleşmemiş ve yukarıda kalmış veya çanak dip noktasını ıskalayıp altta gelmiş  ise, bu başarısız bir sonuçtur ve geri dönüşümü pek yoktur. Delik çok yukarıda kalırsa çanağın dibi doldurulup yükseltilebilir belki ama o konu bizi şu an ilgilendirmediği ve düzgün bir pipo yapma hikayesinin dışında kaldığı için  anlatmayacağım, sağlıklı bir uygulama da değil zaten. Delik çanak dibi altında kalırsa, çanak içi dibe doğru biraz daha inilebilir. Bu da dış duvar kalınlığını inceltecektir. Her iki senaryo da başarısız bir sonuçtur. 

Deliği mükemmel bir hiza ile delmiş olduğunuzu,  3 ve 4. resimdeki sonuca ulaşmış olduğunuzu varsayıyorum...









 
Çanak içi şekiller



Yaprak matkap ucu 
Çanak haznesini deleceğimiz 20mm matkap ucu. 

Bu yaprak matkap ucunun kısa boylu olanını  bulamazsanız-ki muhtemelen bulamayacaksınız. Uzun olanını alıp boyunu kısaltmanız çok faydalı olacaktır. Elde deleceğiniz için, delme esnasında yalpa yapmasını önlemiş olursunuz.  
Seyyar matkap tezgahı da kullanabilirsiniz. Bu delikleri açmanızda size çok kolaylık sağlayabilir. 100 lira fiyatla başlıyorlar. Olmasa da olur.

1. resimdeki gibi  aldığınız ucu, ikinci resimdeki gibi modifiye etmeniz gerekecek. Matkaba takacağınız bir zımpara ucu ile bu işi oldukça kolay bir şekilde yapabilirsiniz. Eğe ile de yapabilirsiniz.


orjinal haliyle yaprak matkap ucu


pipo çanağı delmek için modifiye edilmiş 20mm yaprak matkap ucu



Ağızlık yapımı


Tercihe ve piponun modeline uygun olarak şekillendirmeyi düşündüğümüz  akrilik çubuğu mengeneye yatay şekilde sabitliyor ve tam merkezinden 3mm uç ile iç hazneyi yakmadan, tam bir düz hiza ile hava deliğini açıyoruz.








Bir çırpıda söyledim ama keşke bu kadar kolay olsaydı.



Bu kısım çok dikkat gerektiren bir işlemdir ve en zor kısımlarından biridir. Delerken acele etmeyin, bir miktar girdikten sonra ucu çekip içeride oluşan çapağı dışarı çekmelisiniz. Bu şekilde ufak ufak ilerleyin. Bir kerede tek delik açmak için uğraşmayın, hazneyi yakar, yanlış yerden çıkar, ucu kırabilirsiniz.



Mengeneye sıkıştırdığınız akrilik çubuğun deliğini delerken merkez noktadan girdiğinizde, diğer taraftan yine merkezden çıkamıyorsanız, işte orada bir probleminiz var demektir. xD

Bu yüzden 3mm uç tercih etmelisiniz. Daha ince bir uç kullanırsanız, diğer tarafın merkezinden çıkamayabilirsiniz. Uç içeride esneyebilir, kendine başka yollar bulabilir, yamuk yumuk bir delik delersiniz ve bu da sizi istenmeyen bir sonuca ulaştırır ve elinizdeki malzemeyi heba etmiş olursunuz, çünkü geri dönüşü olmayan bir sonuçlar doğabilir.

Bunun sebebi kullanacağınız ucun hem ince hemde uzun bir uç olmasından kaynaklanmaktadır.



Yanlış bir sonuc riskine hiç girmemek için ben şöyle yapıyorum. Dremelin farklı çaplarda delme uçları var. Bunlardan biri 3mm çap, 50mm uzunluk şeklinde. Kısa olduğu için esneme olanağı yok, önce bu uçla 40mm girip kalanını da uzun uçla çok rahat tamamlayabiliyorum.



Başarılı bir sonuç


Başarısız bir sonuç
Eğer delme işleminde sonuç üstte 2. resimdeki gibi ise, çıkış deliği yanlış yerden çıkmışsa şekil verme aşamasında bu durum göz önüne alınarak hareket edilmeli, şekli deliğin durumuna göre vermelisiniz. 2. resimdeki hata telafi edilebilir seviyededir. Eğer delik daha kenarda olsaydı, malzemeyi ziyan etmemek için ağızlığın boyu bir miktar kısaltılabilirdi.



Tornasız deleceğiniz için ağızlığınızın boyunu biraz kısa tutmanızda fayda var. Çok uzun ağızlıkları tornasız düzgün delebileceğinizi hiç sanmıyorum. 5.5, 6cm uzunluk iyidir. Daha kısa bir ağızlıkta 2. resimdeki gibi bir sonuç malzemeyi ziyan etmek demektir.



Ucu alırken ağaç için uygun olup olmadığını mutlaka sorun. Birde bulabilirseniz deleceğini uzunlukta bir uç bulmaya çalışın. Yani alttaki uç 6cm uzunlukta bir delik açmak için biraz fazla uzun. Bulamazsanız bu uzun ucu dip tarafından biraz kısaltabilirsiniz.



3mm uzun matkap ucu


Deliği açıp tenonu taktıktan sonra artık eğe ile şeklini vermeye başlayabilirsiniz. Burada dikkat etmeniz gereken nokta ise; 3mm deldiğimiz delik üst ve alt duvarlarının kalınlığı-dır. Her iki tarafında eşit kalınlığı olmalıdır.

Üstten ve alttan en az birer mm duvar kalınlığı vermek durumundayız. Bu durum ağızlığın modeli ile de ilgilidir. Düz bir ağızlık yapacaksanız, birer mm duvar kalınlığı resimde ki gibi çok ince ve zarif bir ağızlık elde etmenizi sağlar.



Bend veya half bend yapacaksanız duvar kalınlıkları daha fazla olmalı-ki rendeleme, zımparalama, şekil verme işlemi bittikten sonra yavaşça ısıttığımız ağızlığımızı eğerken problem yaşamayalım.



Isıtma konusunu biraz açmak yerinde olacak.



Ustalar akriliği eğmek için ısıtmada kullandıkları saç kurutma makinesine benzer bir şey kullanıyorlar, saç kurutma makinesi de işe yararayabilir(denemedim), mumlada ısıtabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken hususlar;  iyice ısındığından, esnek hale geldiğinden emin olmadan akriliği bükmeye kalkmayın, çabuk ısınsın diye sıcağa çok fazla yaklaştırmayın-yakmayın. Yakarsanız zımpara yapmak zorunda kalırsınız. En risksiz yöntem kaynar suda ısıtmaktır.

Isıtmadan önce ağızlığın içine temizleme çubuğu sokarsanız daha sağlıklı bükersiniz.

Bükülü halde iken çeşmeden akan suyun altına tutarsanız hızlıca soğuyacak-sabitlenecektir.(çatlarsa karışmam :D )



Bend = eğik
Half-Bend = yarım eğik






Ağızlık tipleri




Eğeler

Altta resimdeki gibi farklı kalınlıklarda bir kaç tane eğe. 
Bilhassa ağızlığı şekillendirmek için kullanacağız. 
Ağaç üzerinde de kullanabilirsiniz. 
Bunların saplı olanları da var, böylede kullanabilirsiniz, isterseniz böyle alıp kendiniz sap takabilirsinizde, sapları ayrı olarak satılıyor. 
İstediğiniz model bir tane en ince, bir tane de onun bir kalınını özellikle ağızlık için kullanacağız.




Yeterli kas gücü ve enerjiye sahipseniz :P  bu eğelerle bile piponuzu şekillendirebilirsiniz fakat bu işlem çok fazla yorucu olacaktır.
  






Delme, şekil verme, eğme, zımparalama işlemlerinin sona ermesinden sonra, hatasız olduğundan emin olduğumuz ağız-lığımız artık parlatma aşaması için hazırdır.



Emin olduğumuz diyorum, çünkü hatasız olduğundan emin değilseniz parlatma işlemine geçmeyin ve hatalarınızı düzeltmeye çalışın. Özellikle zımpara çizgilerine dikkat etmeli iyice kaybolmadan parlatma aşamasına geçmemek gerekli.






Dremel el motoru 

Farklı farklı işler için kullanılmak üzere çok geniş bir uç koleksiyonuna sahip dremel veya muadili bir el motoru çok işinize yarayacaktır. 
Esnek mil de almanızı öneririm. Resimdeki Dremel 3000, 25 parça, esnek mil içinde 200 lira fiyatı var. 160 lira verip esnek milsiz alırsanız, sonradan esnek mil almaya kalktığınızda mil e 100 lira ödemek durumunda kalırsınız. 25 parça esnek milli Dremel 3000 almak daha mantıklı ve işinizi fazlasıyla görecektir. Fakat bütçeniz müsait ise daha güçlü Dremel modellerine bakabilirsiniz. 
Bunun dışında Dremelin işini yapan özel, güçlü, ayak pedallı el motorları var. 400-600 lira civarında fiyatlarla satılıyorlar. Dremel 3000 de işinizi tatmin edici düzeyde görecektir. 3000 den düşük modellerini önermem.
Alttaki Dremel boyutunda başka markalarda var, fiyatları Dremel'den biraz daha ucuz kalitesi hakkında pek fazla bilgim yok. Bu aletin en kalitelisi Dremeldir. 




İki tane aldığınız matkabınıza uygun boyda bir büyük, bir de küçük doğalgaz kelepçesi ve resimdeki gibi 4 adet somunlu vida.



Bu resimde görünen doğalgaz kelepçeleri tam olarak benim kullandığım matkaba göreler. Tek yapmam gereken şey vidalarını ve somunlarını resimdekilerle değiştirmem oldu. Çok basit, zahmetsiz, ucuz ve pratik bir çözüm...



Birde bu sabitleme işi ve üzerinde iki delik açıp,  çalışabileceğiniz  küçük bir masaya ihtiyacınız olacak.







Kelepçelerken matkabın hava çıkışlarını kapatmayın






Zımpara diskleri


Aşağıda ilk resimdeki zımparayı çok  faydalı bulmadım, ağacı yedirmek için çok fazla baskı uygulamak gerekiyor, bu yüzden onu almasanız da olur. Ben denemek için almıştım, bir daha da kullanmadım.



İkinci resimde 20mm delme ucun arkasındaki mini zımpara/milli zımpara ucu sadece 2 lira ondan 1 tane lazım, zımparaların tanesi 1 lira ve oldukça kullanışlılar. 3 farklı kuma sahip zımpara çeşitleri var. Resimde olmayan en kalın kumlu olanıdır, onu almadım çünkü en incesi ile unun bir üsttü kalınlıkta olanı işimizi görecektir.

Bu küçük zımpara disklerinin, en büyükleri yani professional olanları 150 lira gibi yüksek bir fiyatla satılıyorlar. Bence bu resimdeki de gayet güzel iş görüyor...



3. resimdeki motara takılı olan zımpara tablası ve üzerindeki cırtcırtlı zımpara da çok kullanışlı olmasa da iş görüyor. Temin etmesi çok kolay, hemen her nalburda bulabilirsiniz ve  cırtcırtlı oluğu için zımparayı hızlı değiştirme açısından çok pratik.



Ağacı şekillendirmek ve kaba zımparası için 2. veya 3. resimdeki zımparaları kullanacağız. 2. resimde sağ alttakini kullanmasanız da olur. Şekil verme işlemi bittikten > kalın zımparadan sonra kullanılabiliyor, zımpara çiziklerini gidermede kullanabilirsiniz. Ağızlık içinde geçerli. Ben kullanıyorum ve memnunum.



Ben test için küçük almıştım siz biraz daha büyük olanlarından alabilirsiniz.










Dremel çeşitli kumlarda zımpara uçları.



Üç çeşidi var.

Yukarıdaki zımparaların yerine bu minik dremel  zımparaları da kullanabilirsiniz fakat bu işlem daha uzun süreli ve yorucu olacaktır. Bu zımparaları çanak içinde oluşan deformasyonlarda veya istediğiniz, uygun olacağını düşündüğünüz herhangi bir yerde (yeri geldiğinde) kullanabilirsiniz.





Kağıt zımparalar

Pipoda boya yenileme konusunda bahsedilen numaralarda kağıt zımparalar. 
İster şerit halinde ister tabaka halinde alabilirsiniz. Şekillendirme  işi biten ağacı boyaya hazırlama aşamasında, kalın olanından başlayarak sırayla bir sonraki numara zımpara ile en yüksek numaraya kadar, yani en ince zımparaya kadar zımparalama işlemine devam ediyoruz. Ta ki ağacın yüzeyinde zımpara çizikleri kalmayana ve mükemmel/hatasız bir yüzey elde edene kadar devam ediyoruz.

Zımparayı ne kadar başarılı yaparsanız piponuzun ve ağızlığınızın yüzeyi o kadar pürüzsüz, hatasız olacaktır. Acele edip bir an önce bitireyim diye hızlı hızlı numara geçişleri yapıp ortaya başarısız bir sonuç çıkartmak istemezsiniz. İşin ilginç tarafı; ince detaya dikkat etmez veya gözden kaçırırsanız, bu hatalarınızı ancak  parlatma işleminden sonra net bir şekilde fark ediyorsunuz.  






Matkap için çeşitli kumlarda zımpara diskleri


Sadece ağızlık için kullanmak üzere  iki tane resimdeki gibi parlatma diski lazım. İlkine plastikte kullanılan kırmızı renkteki taş cilayı yediriyoruz, ağızlığımızı parlatıyoruz. İkincisi ile de son bir defa cila sürmeden kullanıyoruz ve akriliğimiz cam gibi pırıl pırıl parlıyor.

İsterseniz beyaz taş cila bulup, ikinci diskinizle bitiş cilası olarak kullanabilirsiniz. Çok fazla fark etmiyor ama bir çok izlediğim videoda akriliğe bitiş cilası olarak son bir defada beyaz taş cila kullanıyorlar.



Bu işlemi sadece imalat için değilde eskimiş, yıpranmış, matlaşmış ağızlıklarınız içinde uygulayabilirsiniz.



Aşağıdaki parlatma disklerinden en az iki tane de ağaç için lazım.

Farklı cilalar kullandığımızdan dolayı ağızlıkta kullandığımız diskleri ağaçta kullanmıyoruz.








Pipo boyama da alkol bazlı deri boyası kullanıyoruz. ("Ağızlık ile işimiz bittikten sonraki aşamadayız.")




Boya temini konusu biraz sıkıntılı. Eğer bulabiliyorsanız hazır halde satılan kaliteli alkol bazlı boyalardan almanızı tavsiye ederim. Bulamazsanız toz olarak aldığınız boyaları kendiniz alkolde eriterek hazır hale getirmek durumundasınız. İstanbul tahtakalede saatçiler çarşısında bu tür boyaları satan yerler var.



Boya ve sıvı cilamız için kullanacağımız iki tane fırça. Ben ressam olduğum için kendi fırçalarımdan; soldakini boya sağdakini cila için kullanıyorum. Kullanacağınız fırça yumuşak, ince ve kıl dökmeyecek kadar kaliteli olmak durumunda.





Pipo da CilaGomalak ve Carnauba Wax 

Zımpara işlemi ve kuş gözü çıkarma denilen işlem; ağacın damarlarını çok daha belirgin hale getirme, damarları renklendirme işlemi bittikten sonra cilalamaya geçilir.

Kuş gözünden kısaca bahsedecek olursak briar kök ağacın damarlarının alt kısmıdır. 
Alttan değilde yandan baktığımızda resimdeki  gibi damar damar çizgiler olarak gördüğümüz ağacın kendi damarlarıdır. Birkaç kat siyah boya sürülür, kuruduktan ve zımparalama işleminden sonra desen resimdeki gibi meydana çıkar. 


Alttan bakıldığında ise ağacın kalitesine göre muazzam bir desen cümbüşü olduğunu görürüz. İşte o çok yüksek fiyatlara satılan pipoların bazıları eşine çok az rastlanan türde desene sahip olanlarıdır. Mesela aşağıdaki resimlere bakın. Sağdaki soldakine nazaran düşük kaliteli bir ağacın deseni, soldaki ise nadir bulunan türdeki bir desen. 
İnsanlar bu tür nadir desendeki pipolar için binlerce dolar fiyat ödeyebiliyorlar-ki bence hiç gere yok, sağdakinden de çok güzel bir pipo olur her türlü :D

 


Birkaç kat siyah boya atılır kuruması için beklenir, sonra "Pipoda boya yenilemesi" konusunda anlatıldığı gibi numaralarda zımparalar ile desen meydana çıkarılır dedik ve pipomuz artık cilalama/polisaj için hazırdır.

İlk vuracağımız cila sıvı olanıdır. İlk kat ciladan sonra çakmak çakılarak yakılır, o hemen sönecektir, kuruması için beklenir. İyice kuruduğundan emin olduktan sonra ikinci kat cila vurulur. Unutmayın ki her vurduğunuz kat piponuzun renkini koyulaştıracaktır. 


İzlediğim bir video da adam kurumasını beklemeden sadece çakmakla yaktıktan sonra, peşine hemen bir kat daha cila vuruyordu ve bu bir kaç kere tekrarlıyordu. Bunun artısı ve eksisi nedir ne değildir tam bilmiyorum. Ben ustamdan kat aralarında beklediğini gördüm ve öyle yapıyorum.

Son kat cilamızı vurduk, kurumaya bıraktık ve sonrasında sert cilamızı  polisaj diskimize, disk dönerken taş cilayı diske sürterek az bir miktar yediriyoruz. Daha sonra pipomuzu motorda orta devirde dönen diskimize çok fazla bastırmadan, piponun tüm yüzeyine eşit miktarda yedirerek cilamızı atıp pipo ile işimizi bitiriyoruz.



Bu diskleri sadece ağaç kısımda kullanıyoruz. İki tane almanızda fayda var. Birine sadece taş cilayı yedirip parlatma işlemini yaparsınız, ikincisine cila vurmayıp sadece cila sonrası yüzey temizliği için kullanırsınız.



Diski ilk kullanmaya başladığınızda pek etkili olmadığını göreceksiniz. Bunun sebebi diskin henüz cilaya doymamış olmasıdır. İlk aldığınızda diskinizi tüylendirirseniz daha başarılı bir parlatna elde edersiniz.

Tüylendirme işlemi için çatal kullanabilirsiniz. Motorda hızla dönen diske çatalın dişlerini 15-20 sn. kadar sürterek bu işlemi gerçekleştirebilirsiniz. İlk yaptığınızda iplikler havalarda uçuşacaktır, bu yüzden ev halkından gizli yapmanızı tavsiye ederim. Kimse farkına varmadan iplikleri toplayacak kadar zamanının olmalı. :D





0










Ağızlık için kullanacağımız hamur cila. (yıldız ürünün markasıdır, cilanın adı değil)

Ağızlık cilasına geçmeden önceki zımparalama aşamaları ağaçta olduğu gibidir. Yalnız dikkat etmeniz gereken bir husus var. Akrilik yapısı itibari ile ağaçtan daha hassastır, ısıya daha az dayanıklıdır. Polisaj esnasında çok yüksek devir kullanır ve aynı yer üzerinde çok uzun süre çalışırsanız, ağızlığı yakarsınız. Tecrübe ile sabittir xD



Bu cilayı mümkünse balkonda veya açık bir yerde yapın çünkü şöyle bir şey tecrübe ettim. Evde kendi odamda kullandım ilk. İyiydi güzeldi, sonuç olumluydu. 15-20 dk filan çalıştım bu cilayla. Olan şeyden o an hiç farkında olamadım. Sonrasında odada elimi nereye sürdüysem, tüm zeminler kırmızı toz halindeydi. Her yere, tüm yüzeylere  sinmiş ve bakınca belli olmuyor, elini sürdüğünde veya silerken anlaşılıyor. Odada yapılacak bir şey değil yani... :D :D



Dremel için en çok lazım olan ve çok işinize yarayacak olan uçlar.  Bu uçların küçük olması sizi aldatmasın, marifeti boylarından büyük bu uçların. Bu uçlarla yapabileceğiniz şeyler sizin hayal gücünüzle sınırlı. Genelde çapak alma düzeltme işlerinde kullanıyoruz. Hatta yukarıdaki gibi bir takoz ağacı alıp sadece bu uçlarla bile istediğiniz modeli çıkartabilirsiniz. Tabi bu işlem çok fazla zaman alabilir ve yorucu olur.

Resimdeki en küçük uç dremel seti ile beraber geliyor. Diğer uçlar yedek parçaları satan yerlerden temin edebilirsiniz.

Orjinal dremel uçları biraz pahalıya satılıyorlar, neyse ki yan sanayi ürünü parçaları çok ucuza temin edebiliyoruz.

Mesela en soldaki uç orjinal ve 20liraya yakın bir fiyatı var, onun hemen yanındaki orjinal değil ve sadece  5 lira. ^^

Dremel orjinal uçlarına ortalama 50 saat çalışma süresi veriyor. Bu süre orjinal olmayanlarda biraz  daha düşük olacağını bilmelisiniz.









Kanal açma ucu

Bu gerekli uç ağızlığın ağızımız tarafındaki yüzeyinde içe doğru bir oyuk/kanal açmak için kullanacağımız uç.
Resimdeki uçların en küçüğü bu iş için kullanacağımız, gerekli olan bir uçtur. Altta resimdeki kanalı açmamıza yarar.








Üstteki uca extrada para harcamak istemiyorsanız benim gibi basit bir şekilde kendinize özel uç yapabilirsiniz. :)

Resimdeki disk Dremel setinin içinde zaten mevcuttu. Tek yapmam gereken matkaba taktığım cırtcırtlı zımpara ile yedirerek ucu istediğim boyuta indirmek oldu.

Bu işlemi yaparken çok fazla baskı uygulamayın yoksa disk dremel ucunda fırlayıp gidiyor. (tecrübe ile sabit :D )







Pipo üzeri desenler:



Ev ortamında yapabileceğiniz en kolay yapay desenlerden biri Rock Rustic denilen desen çalışmasıdır. Bunu aşağıdaki gibi bir alet kullanarak gayet kolay bir şekilde yapabiliyoruz.








Burada dikkat etmeniz gereken şey, kendinizi yaralamamanız birincil öneme sahiptir. Bu yüzden önlem amaçlı olarak iş eldiveni kullanıyorum. Riskli durumlarda eldiven giymek gerekli. Ne kadar usta olursan ol, bir anlık dikkatsizlikle kendini yaralayabilirsin. Dikkatli olun.



İşlem oldukça basit, aleti ağaca bastırıp çevirerek yüzey yontma işlemi uyguluyoruz. İşlem sonunda sonuç aşağıdaki gibi olacaktır ve bu da artık sıranın tel fırçada olduğunu gösteriyor. Fırçalamayı ne kadar iyi yaparsanız desen o kadar doğal ve güzel görünecektir.










Bu  rustik aletini kendiniz yapacaksınız. Benimki biraz uyduruk bir alet oldu ama aldığım sonuçtan gayet memnunum. Çiviyle de yapabilirsiniz. Farklı kalınlıklarda çiviler ile kendinize değişik sonuçlar veren rustik aletleri yapabilirsiniz. İnce çiviyle yaparsanız, desendeki girintiler ve çıkıntılar küçük ve sık, kalın çiviyle yaparsanız, çıkıntılar kalın ve girintiler geniş aralıkta olacaktır.



Buna benzer desende birde dremel gravür ucuyla yapılan var ama o kadar güzel görünmüyor. En azından bana göre.



Matkaba takabileceğiniz bir tel fırça ile de derin çiziklerden oluşan güzel bir desen elde edebilirsiniz..







minik bir sabah piposu





























Rock Rustic uygulanış videosu.





























Yaptığım bazı pipolar