.

Öne Çıkan Yayın

Boya Fırçaları Çeşitleri ve Kullanımları

Bu konumuzda  fırça çeşitleri ve kullanımlarına yönelik küçük örnekler verdik.  Fırçaların kullanım şekillerini görmek için video...

Cumartesi, Mayıs 08, 2021

Olimpos - Tekirova - Antalya Merkez

 Olimpos - Tekirova - Antalya Merkez

Karaöz yokuşu erkenden yordu beni. Çık çık bitmiyor.

Bir kaç yerde daha ciddi yokuş çıktım ama inişler çok güzeldi, hele ulupınar dan Tekirova ya kadar olan kısım çok iyiydi.

Sanırım burdan Antalya ya kadar ciddi bir yokuş yok. Yarın 60 km yolum var.

 


Adrasan yolunda 3 km lik çok dik bir rampa vardı orada biraz zorlandım.

Adrasan sahilini pas geçtim. Sonrasında yol fena değildi. 

Olimpos sahilde denize girdim, serinledim. 


Bu Bölümün Videosu



 

 

 

 

Ardından Antik kentin içinden akan tatlı suda yıkandım, sonra yola devam…

 

Ana yola çıkıp Ulupınar mevkiinden geçerek Tekirovaya hava kararmadan 18:30’da ulaşabildim. 

Sahilde çadır kurmaya müsait yerler var. Sahilde çadır kuracaksanız  gece işletmeler kapattığında gitmenizde fayda var yoksa sizi rahatsız edebilirler. Halk plajında daha rahat edersiniz.

Tekirova Halk Plajı

Tekirova, 07995 Kemer/Antalya

36.491757, 30.527717

 

Bisiklet ile Tekirovanın daha önce dolaşmadığım her yerini gezdim ve gece geç saatte yatıp uyudum. 

Mart ayında buraya geldiğimde bir kaç dükkan hariç her yer kapalıydı. Tam bir ölü şehir değiştim. Şimdi ise sezon hala açık olduğu için her yer capcanlı. En çokta Rus turist var.

 

7 Ekim

Sabah 08:00 civarı Tekirovadan ayrıldım. Antalya merkeze 60 km yolum ve yetişmem gereken bir gala var.

 

Hızla yola devam ettim. 

Tekirova çıkışında; içerisinde günümüze kadar sağlam bir şekilde gelmiş olan, Büyük İskender'in yürüdüğü yol olan Phaselis Antik Kenti var. 

 

 

 

Bir anı:

Mart ayında bu antik kenti gezmiş ve gişelerden çıkıp, 100 metre ilerisinde bir ağacın altına oturmuştum. Hava deli gibi soğuk. Elleri dondu. Parmak uçlarımda his kaybı var.
Bir sigara yaktım, dinleniyorum. Sağ yanımda, yerde gözüme anormal birşey ilişti. Bir Şeye benzetemedim. Dikkatli baktım. Hayvana benziyordu ama ne olduğunu hala anlayamadım. Küçük bir sopa aldım elime önce uzaktan dürttüm. Baktım kımıldıyor. Yaşıyor. Eğildim yakından baktım. Bir sincap yavrusu. Ağaçtan düşmüş. Ağaca baktım annesini göremedim. Napsam ne etsem diye düşünürken hayvanı elime aldım. Soğuktan donmak üzereydi. Onu orada bırakamazdım, Ölüme terk edemezdim. Bir şeyler yapmalıydım. Sonra gişe çalışanları aklıma geldi. Sincabı onlara götürdüm.

 

Dedim “yetkili birilerini çağırır mısınız bunu gelip alsınlar.”

“Abi bunu kimse gelip almaz burda. Sen bize bırak biz bakarız ona.” dediler.

Bende minik sincap yavrusunu onlara bırakıp yoluma devam etmiştim. 

 

Sonra sosyal medyada bana kızan bazı çok bilmişler oldu. Benim gibiler yüzünden doğanın dengesi bozuluyor muş ta yok bilmem neler. Nasıl bir vicdan var ki sende, o soğukta donmak üzere olan bir hayvanı oracıkta ölüme terk edeceksin???

 

 

Daha önce oranın detaylı videosunu çektiğim ve fazla vaktim olmadığı için es geçtim.

 

Kemer zaten yolumun üzerinde olduğu için dolaşmak için uğradım. 

 

Kemerden sonra Göynük merkeze indim. Kanyon yoluna saptım sonra nedense vaz geçtim ve Antalya yoluna devam ettim. Öğlen sıcaktan ciddi anlamda bunaldım. Antalya girişinde bir balıkçı barınağı var. Seyir tepesi ve oturacak iki tane çardak yapmışlar. Orada bir saat kadar mola verdim.

Sonra hava birdenbire kapandı. Yola çıktım ve merkeze doğru sürdüm. Yol çok rahattı.
1:45 dakikalık bir sürüşle artık Antalya merkezdeyim ve karnım fena aç.İlk durağım mart ayında Likya yolunu bitirip burada bir hafta kendimi dinlenmeye çektiğim sırada keşfettiğim ve müdavimi olduğum Paçacı Musti adında bir çorbacıya bisikletten hiç inmeden direkt gittim.

Bu yorgunluğun üstüne kelle-paça çorbası gerçekten çok iyi geldi, enerjim yerine geldi.

 

Akşam oldu ve sözleştiğimiz gibi Sidar ile buluştum.

Heyecan dorukta.

 

Antalya altın portakal film festivali kapsamında yayınlanan Rüzgar Tayı isimli belgesel filmini, açık hava anfiteatro da beraber izledik. Çok başarılıydı. Sanırım çok iyi arkadaş olduk.
Film gösteriminden sonra altı kişi bir kafede oturduk. Gece yarısına kadar sohbet muhabbet derken saatin nasıl geçtiğini anlamadık.

 

 

Felekten bir gece…

O kadar gezdik, yorulduk, güzel bir otel dinlenmecesini hak ettik.

Gece Sidar için otelde ayırtılan odasına gittik, geceyi otelde geçirdik.

 


 

0 yorum:

Yorum Gönder

Lütfen soru sormadan önce soracağınız konu ile ilgili olan yayınları okuyunuz...