.

Öne Çıkan Yayın

Boya Fırçaları Çeşitleri ve Kullanımları

Bu konumuzda  fırça çeşitleri ve kullanımlarına yönelik küçük örnekler verdik.  Fırçaların kullanım şekillerini görmek için video...

Çarşamba, Mayıs 12, 2021

Antalya Düden Şelalesini Gezdim Belek Halk Plajında Çadır kurdum

 Antalya Düden Şelalesi - Belek Halk Plajında Çadır Kamp

8 Ekim

 

Sabah geç uyandık. Saat 11 gibi otelden çıkıp en yakındaki avm ye gidip alışveriş yaptım. Sidar için bir kartuş, kendim içinde wd-40 sprey ve birde kaybettiğim şapkanın yerine yenisini aldım. Her seyahatimde bir şapka ve gözlük kaybetmek adet haline geldi bende…

 Bu bölümün videosu



WD-40 dan bahsedeyim biraz. Yola çıktığımdan beri o kadar çok tozlu yollara girdim, tozlar ve ince kum taneleri bisikletin zincir kısmı ve aktarıcalara yapışıp kaldı. Bazı sahillerdeki kum çok ince oluyor. İnce kum da zincirlere yapışıp kalıyor. Bu yüzden bir kaç kere suyla temizlemek zorunda kaldım. Bu yüzden zincir ve aktarıcı aksam resmen kurumuştu. Yağdan eser kalmamış. Bu da gereksiz ses yapmasına neden oluyordu. Ayrıca o halde bisiklet kullanmak, hele ki uzun turda hiç doğru değil. Zincire ve daha önemlisi dişlilere zarar verebilir. Aktarıcıyıda bozabilir. Aktarıcı bozulursa ayar yapabilirsiniz. Zincir koparsa yenisi ile değiştirirsiniz, ucuzdur. Fakat dişlilere zarar gelirse masrafınız büyük olur ve onu yolda kendiniz değiştiremezsiniz.

Bu yüzden zincir bakımına dikkat etmek gerek. wd-40 yağlı bir sprey olduğu için yanınızda küçük boyunu taşıyabilirsiniz.

Sprey ile zinciri, dişlileri ve aktarıcıyı yağladıktan sonra ses ortadan kalktı ve bisikletin performansı bir anda hissedilir derece değişti.

Öğlen civarı Sidarla tekrar buluştuk. Bir çay bahçesinde biraz oturduktan sonra kartuşunu verdim. Kendisi istanbulda bana yakın bir semtte oturuyor. Dönüşte tekrar buluşma, görüşme  niyetiyle ayrıldık.

Antalyadan ayrılmadan önce tabi ki paçacı mustiye bir veda ziyareti yapmayı ihmal etmedik.
Hatırı sayılır miktarda protein depoladıktan sonra. Mart ayında gittiğim ve pandemi den dolayı kapalı olan yukarı düden şelalesine doğru yola çıktım.

 

Harika bir yer…

 

 


Antalya'nın içinde böyle güzel bir doğa harikası olması gerçekten çok güzel.


Şelale den çıkınca ani bir kararla Belek yoluna doğru pedallamaya başladım. 


Belekten hemen önce Kadriye isimli bir kasabaya yaklaşmışken, yanımdan hızla bir bisikletli selam vererek geçip gitti. Bende o sırada durmuş navigasyona bakıyordum. Sonra peşinden sürmeye başladım, yetişim kamp yapacak uygun bir yer tavsiyesi isteyecektim. Fakat bir türlü yetişemiyorum. Adam genç ve yüksüz. Henüz 20 li yaşların ortasında.  Ben ise ihtiyar adamım ve yüküm var. :)

Neyse .. Sonunda yetiştim ve yolda sohbet ederek sürmeye başladık.

Delikanlı hemşerim çıktı. O da böyle bir tur yapmak istiyormuş. Beni yemeğe davet etti. Güzel bir restorantta oturduk. Akşam yemeğinide aradan çıkarmış oldum. Sohbet muhabbet derken, arada aklındaki tur ile ilgili bütün soruları da sordu.


Belek girişine kadar bana eşlik etti, vedalaştık ve ayrıldık.


Beleğe gelmeden önce The Land of Legends adında geceliği 150 ile 1450 € dan başlayan fiyatlarıyla bir eğlence ve otel merkezi var. :) Giriş ücretsiz. Sadece içerideki aktiviteler, yeme içme, konaklama ücretli.




Geceyi bu masalsı mekanda geçirdik, konakladık, yedik, içtik, eğlendik.... Demek isterdim ama olmadı öyle bir şey. :D

Kapının önünden melül melüm bakmak ile yetinerek yanından geçip gittik.



Antalyada gün boyu çok oyalandığım için ancak  hava karardığında Beleğe varabildim.

Bem Beleği hiç böyle hayal etmemiştim.  Daha küçük bir sahil kasabası gibi düşünüyordum.


Daha girişinde ve merkezin çevresinde devasa büyüklükte oteller var. Mimari olarak Kremlin sarayı benzetmesi ile Ruslara hitap etmek istemişler ve bu ilgiyi çekmişler.

Çok farklı tarzda, nasıl desem...  maket evler gibi. Devasa boyutta oyuncak evler gibi yapılar var..

Tam merkezde tabiri caizse milyon tane mağaza var. Her yer cıvıl cıvıl, rengarenk.



Açık hava kapalıçarşı gibi düşün. Merkezin tam ortasında yukarıdaki resimdeki gibi geniş caddeler var. Arabalar girebiliyor. Sağlı sollu yüzlerce mağaza var. 





Saat 19:30 civarı ve ben hala kalacak yer bulamadım. 


Hava aşırı sıcak. Her yer yemyeşil. Üstüne birde sulamışlar. Nefes almak çok güç. Bu bölgeyi daha detaylı gezmek isterdim ama hava o kadar nemli ki, üzerimde tişört ıslandı. 

Sahile indim. Nemden tüm şezlonglar ıslanmış. O derece yani.

Saat 21:30 gibi en sonunda Belek halk plajının en solunda bir kulübe gördüm. Onun da solunda kuma kurdum çadırı yattım. Çok yorgunum.  Gece 24 sularında nem kayboldu ve ben dalgaların kıyıya çarpan sesi eşliğinde çok derin ve tatlı bir uykuya daldım.



9 Ekim



Sabah erkenden çadırı topladım, market alışverişinden sonra Belekten çıkıp yola düştüm. 

Yolumun Aspendos tabelasını gördüm ve hiç düşünmeden yolumu değiştirdim.


0 yorum:

Yorum Gönder

Lütfen soru sormadan önce soracağınız konu ile ilgili olan yayınları okuyunuz...