20 km yol yaparak Kuşadası'na erkenden ulaştım.

Ana caddeden giderken daha önce hiç bir belediyenin yapmadığı veya benim görmediğim bir uygulama gördüm ve çok şaşırdım.

Gezinin videosu

Takıldım peşine hemen. Hem sıcağın altında serinliyor hem de güzel bir koku eşliğinde bisiklet sürüyorum. Ne güzel... diye düşünürken zeminin kayganlığı yüzünden ufak bir düşme tehlikesi yaşayınca peşlerini bıraktım.

Sahilde Güvercin adası isminde, üzerinde tarihi bir kale bulunan minik bir adacık var. Bisikletimi zabıta kulübesinin yanına kilitledikten sonra kaleyi gezmeye çıktım. Kalede küçük birde müze var.

KUŞADASI GÜVERCİNADA KALESİ

Bizans döneminde Scala Nouva adıyla anılan Kuşadası’nda denizden gelebilecek saldırılara karşı adacık üzerinde bir kale inşa edilmemiş. 1390 yılında Osmanlı idaresine giren kent, 1402 de Timur tarafından alınmış ve  Fetret dönemi sona erince tekrar 1413 yılında Çelebi Mehmet tarafından Osmanlı topraklarına katılmış.

Kuşadası'nın denize girilebilecek en sakin yeri olan Güvercin adasında kalenin sağında bulunuyor, orada denize girdim. (diğer sahiller çok dalgalı) Duş da vardı. Su çok güzeldi. Akvaryum gibi.

Kuşadası bisiklet sürmek için çok ideal bir yer değil. Şehir merkezinde çok fazla iniş çıkış var. Yine de akşama kadar her yerini gezdim.

Sonra alışveriş yapıp kamp yeri aramaya başladım. Bir yer buldum. Uzaktan uygun bir yer gibi görünüyordu. Aslında mekan olarak uygundu ama bazıları oraya yerleşmiş. Çadır kurmuş ama ev gibi kullanıyor. Her taraf bira şişesi. Hatta adam çadırın yanına bira şişesinden piramit yapmış. :) Sıkıntıya gerek yok dedim, terk ettim hemen orayı.

Merkezde kamp yapılabilecek uygun bir yer bulamayınca yola çıkmaya karar verdim.

Merkezin çıkışında bir seyir tepesi gördüm. Kuşadası'nın bütün manzarası izlenebiliyor. Hava kararmadan hemen önce çadırı kurdum, yemek yedim ve dinlenmeye çekildim.

Çadır kurmak için mükemmel bir yer.

Soğucak

09400 Kuşadası/Aydın

37.789436, 27.307463